Anadolu Notları
Paylaş

Anadolu Notları

KİTABIN ADI : Anadolu Notları

KİTABIN YAZARI : Reşat Nuri GÜNTEKİN

1. KİTABIN KONUSU : Bir Anadolu gezisindeki yaşanan olaylar.

2. KİTABIN ÖZETİ : Kitap birçok kısa notlardan oluştuğu için içinde birçok olaylar vardır. Bunlardan birkaçını sizlere anlatmak ve özetlemek istiyorum. “Trende” adlı notunda trene bindiği andaki hissettiklerini yazıyor. Trende en büyük zevk vagonda bir yolcunun olmamasıdır. Bu yüzden her duruşta gelen yolcuya ! “Burada biri var. Kantine gitti. Şimdi gelir” diyerek onun gitmesini bekliyordu. Bazen de uğurlamaya gelenleri yanına oturtturmak ve tren hareket edinceye kadar bekleyip daha sonra salıvermektir.

Yazarın kullandığı en büyük taktik hasta numarasıdır. Yüzüne bir tülbent bağlayıp, parmağıyla gözünün etrafına bir parça sigara külü bulaştırıvermiş. Daha olmazsa “vallahi bilmem birader, bizim dayı yılancıktan öldü. Bize de mi geçti nedir ?” diye konuşuverir. Herifi koydunsa bul….

Şoför notunda da kamyoncunun bir yol boyunca karşılaştığı tuhaf olayları anlatmaktadır. Yazarın en ilgisini çektiği olay yolda süregelen tel olayıdır. Her arabada tel vardır fakat yolda aracı bozulduğunda araç durup beklerken, yayına gelen kamyoncu ona tereddüt etmeden telini verir. Az ileride kendi aracıda bozulduğunda teli verdiğine pişman olur. Yazarın titiz ve seçici olması yazdığı notlardan da belli oluyor. Yatak çarşafları adlı notunda yazar, yatak çarşaflarına dikkat ediyor. Hiçbir zaman kendi gözüyle görmediği çarşaf değişimi için görevliye başvurur ve bizzat değiştirir. Ama bu onun için yine yeterli değildir. İçinde “ya diğer yataktan çıkartıp getirmişse” diye bir ukte kalmıştır.

Su onun için en önemli varlıktır. Yanında ihtiyatte mutlak bir su bulunmaktadır. Su bulunmazsa gidip maden suyu alıp onunla idare edermiş.

“Yolda Hastalık” notunda ise, geçirdiği hastalığı kendi kendine geçirmeye çalışıyor. Bilgili olmasına rağmen rezil olmamak için otele çekilip terlemek suretiyle hastalığından kurtulmaya çalışmaktadır.

Tulüyat Tiyatrolarda yazarın kitabında 3 bölümde yer almaktadır. Onun için tiyatronun kültür ve gelişme bakımından önemi büyüktür. Fakat, köylere gelen tiyatrocular ve özellikle bayanların giyiniş tarzı köylü erkekleri kışkırtıyor ve köyle fitne yarattığı için genellikle tiyatrocular kovuluyordu. Onun için otelde yalnız olarak yatmak huzur ve güvence vermektedir. Fakat, son anda gelen davetsiz misafir onun rahatını bozar ve hiç tanımadığı kişiyle yatmanın verdiği tedirginlik onu rahatsız etmektedir.

Fare adlı notunda da paranın ne denli önemli olduğunu ve onun için şantaj bile yapıldığını belirtmektedir.

Son notu olan “Bir dost Tenkidine Cevap” adlı notunda da dostunun birinci kitaptaki eleştirilerine cevap veriyorlardı. Dostu, ona bu hatıra türü notlarını roman metoduna kaçmış olduğunu belirtmiştir.

3. KİTABIN ANA FİKRİ : Kısa olaylardan oluşan bu kitap ; Anadolu güzellilerini, yöre halkının yaşam tarzlarını anlatmakta ve “Çok gezen çok bilir” atasözünü doğrulamaktadır.

4. KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ : Kitaptaki olaylar, gerçekçi ve mantiki bir tarzdadır. Olaylarda savunulan bir taraf yoktur.

Yazar olayları kendi çıkarları doğrultusunda yazmış ve kimi zaman kendinin olaylarını, hastalıklarını ön planda tutmuş ve tasvirden kaçınmıştır. Roman tarzı yazmasını da kısa notlarda açıkça belli eder.

Köylüler, uyanık ve akıllı olduklarını tasvir etmiş ve göründüğü olmalarına rağmen bir takım hırslar-para gibi –onların şantaj yapmaya kadar götürmüştür.

Kamyoncular, birlik ve beraberliğe düşkün insanlar olarak tanınmış ve kendi eksikliğini düşünmeden ve görmeden başkalarına yardım etmeyi kendilerine bir borç bilmiştir.

Ayrı yeten birtakım kişilerin hala hurafelerden kurtulamadığı ve bu inançlarına devam ettiklerini görmekteyiz.

5. KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER : İki kitaptan oluşan Anadolu Notları, notlarda ve anılardan oluştuğu için oldukça zevkli ve sürükleyici bir anlatım içermektedir. Arkadaşlarımın da zevkle okuyabileceği bir kitap olup, herkese tavsiye ediyorum.

6. KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ : Reşat Nuri GÜNTEKİN : (1889-1956) İstanbul da doğmuş Edebiyat Fakültesini bitirmiş Liselerde öğretmenlik ve müdürlükler, Milli Eğitim Müfttişliği ve Paris Kültür Ataşeliği yapmıştır.

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 31 ziyaretçi (40 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol