Egitime Bakis Acisi...
Paylaş

EĞİTİME BAKIŞ AÇISI…

Günümüzde hem öğrenciler hem aileler hem de eğitimciler eğitim sisteminden şikayetçiler. Bu kadar çok şikayet edilen bu eğitim sistemi yinede yuvar teker eğitime devam etmektedir.

Düşündüğümüz zaman bunun sebebi ne olabilir diye göze ilk çarpan şey eğitim sistemini, bu konunun bir parçası olan eğitimciler yerine gelen hükümetlerin atadığı bürokratların yapıyor olmasıdır.

Düşünün ailevi sorunlarınızı sizin ekonomik durumunuzu dışarıdan gelen biri ne kadar yönetebilir ki; sizin hayat şartlarınızı, kazancınızı ve sorunlarınızı bilmeyen yaşamayan biri bunlara dışarıdan ne kadar çözüm üretebilir?

İşte günümüzde eğitimin acı gerçeği budur. Eğitimcilerimiz ve biz öğrenciler eğitim sisteminin dışında tutularak dışarıdan gelen bürokratlarca sistem oluşturulmaktadır. Her seferinde bunun yanlış olduğu anlatılmasına rağmen yine ısrarla aynı uygulama devam etmektedir. Okullarda kullanılmak üzere ders kitapları basılmakta, bunlar nasıl bir kurul tarafından onaylanmakta ise bilinmez içleri tamamen boş olmasına rağmen onaylanarak biz öğrencilere bunlar sunulmaktadır. Bir geometri kitabında şayet konu bir örnek ile anlatılmakta ve tek bir örnekte sadece cevap kısmı yazılarak sunulmakta ise bu konunun öğrenciler tarafından anlaşılmasını bekleyemezsiniz. Matematik dersi işlem dersi olmasına karşılık bir matematik kitabında işlemden çok anlatılan hikaye kısımları mevcut ise o kitapta bir sorun vardır demektir.

Bu durum günümüzde tüm ders kitaplarımızda maalesef mevcuttur. İlgililer buna sürekli olarak göz yummaktadır. Bu durum hem öğretmenlerimiz hem biz öğrenciler için büyük sorunlar teşkil etmektedir.

Çalışmak isteyen bir öğrencide bu kitaplardan çalışmaya kalktığında çok süper bir zekaya sahip değilse bocalamaktadır. İdarecilerimiz buna karşı ne önlem almıştır?

Ders kitaplarını düzeltmek eğitim sistemini geliştirmek yerine sınıfta kalmayı kaldırmak, ders geçmeyi kolaylaştırmak gibi yollara baş vurmuşlardır.

Sonuç; geçen yıl üniversite sınavında 1400 okul birincisi açıkta kalmıştır. Bilmem kaç bin öğrenci sıfır çekmiştir. Netice itibarı ile diplomalı eğitimsizlerimiz günden güne katlanarak büyümektedir. Okullarımızda atama krizinden dolayı bir çok derse o dersin branş öğretmenleri haricindeki öğretmenlerimiz girmektedir. Bu derslerde bu öğretmenlerimizin ne kadar verimli olabileceğini düşündünüz mü? Bu öğretmenlerimizi suçlamak için değil, durumun önemini anlatmak için söylüyorum bunları…

Oysa bu ülkenin daha ileriye gitmesi için eğitimin en üst seviye çıkarılması gerekmiyor mu?

Mustafa Kemal ATATÜRK kurtuluş savaşından sonra en büyük reformları eğitim sisteminde uygularken geleceğin büyük devletini oluşturmanın iyi bir eğitime dayandığını daha o günlerde göstermişken ne oldu da sonradan gelenler eğitime bilerek veya bilmeyerek bu kadar düşman oldular. Eğitim mi? Geriledi yoksa bizler mi? Eğitimi bitme noktasına getirdik. Sınıf geçme sistemi tam bir kevgire döndü. Öğrencinin yeterli olmasına bakılmadan sınıfları geçirildi. Burada şunu sorgulamak gerekmiyor mu? Diploma vermek mi önemli, bilgili kendini geliştirmiş, kültürlü bir nesil yetiştirmek mi?

Galiba bütün sorun eğitime bakış açısından kaynaklanmakta, yetkililer eğitimi insanları diploma sahibi yapmak olarak görmekteler. Oysa asıl olanın insanları topluma bilgili, kültürlü ve ileri görüşlü kişiler olarak kazandırmak olması gerekmez mi?

Doğal olarak bu yanlış bakış açısı ülkenin bütün alanlarına artılar katmak yerine eksiler katmaktadır. Toplumda her gün hayattan kopmuş, bilgi dağarcıkları kısıtlı, ileriyi görüp gidişe müdahale etmekten aciz, olaylara duyarsız insanlar hızla çoğalmaktadır.

Durum böyle olunca ister istemez insan şunu düşünmektedir. Eğitim doğru verilmediğinden dolayı acaba fayda sağlamak yerine bize zarar mı? Vermektedir. Burada eğitimi kaldıralım anlamında demiyorum ama en azından eğitimi insanlara diploma vermek olarak görmekten vazgeçelim anlamında söylüyorum.

Bunu sağlamanın bu kadar zor olmaması gerektiğini düşünüyorum. Eğitim sistemini oluşturmayı eğitimin temel direkleri olan eğitimcilerimize bırakmak gerektiğini düşünmekteyim. Siyasi iradenin ülkenin geleceğini direk etkileyen eğitim sisteminin dışına çıkarılmasını ve eğitimcilerden oluşan bir yönetimin görevlendirilmesini daha uygun görmekteyim.

Bu durum oluşturulur ve eğitim sistemi eğitimcilerimize bırakılırsa hem bu sorunlar daha çabuk ve kolay çözülür hem de ülkemizin geleceği daha düzgün bir biçimde şekillendirilir kanaatini taşımaktayım. Nasıl ki, bağımsız bir yargı o ülkede düzenin uygulanmasında büyük bir önem taşımakta ise bağımsız bir eğitim sistemi de aynı önemi taşımaktadır.

Ülkemizin ileri ülkeler seviyesine taşınabilmesi, insanlarımızın diploma sahibi yapılmak için değil, topluma ve millete faydalı birer fert olarak yetişmesini sağlamak için eğitilmesinden geçmektedir.

Saygılarımla

Burçak YAZICI

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 6 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol