Devrim Şehidi Kubilay'ı Anıyoruz...

DEVRİM ŞEHİDİ KUBİLAY'I ANIYORUZ...

...Menemen'de (İzmir'in ilçesi), 1926 yılında Bursa Öğretmen okulundan mezun olan Mustafa Fehmi Kubilay Aydın’da okuduğu İlkokulda öğretmenliğe başlar.Mustafa Fehmi Kubilay aynı okulda tanıştığı meslektaşı Vedide hanımla evlenir.

1 Kasım 1928 tarihinde harf devrimi çıkar. Baş Öğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde bütün Anadolu’ya yayılan harf devriminin Mustafa Fehmi Kubilay ve Vedide Hanım da birer parçasıdır.

1929’un Haziran ayında Mustafa Fehmi Kubilay ve Vedide hanımın Vedat adını verdikleri oğulları dünyaya gelir. Vedat dünyaya geldikten kısa bir süre sonra Kubilay ve Vedide hanım ayrılırlar Kubilay askerliğini yapmaya Vedide hanım’da Gönen’e gider.

Şeyh Esat ve Laz İbrahim hocanın yardımı ile her geçen gün güçlenen Derviş Mehmet arkadaşlarıyla birlikte müritlerinden Sütçü Mehmet’in köyü olan Bozalan’a giderler. Burada zikir edip taraftar toplayan Derviş Mehmet, mehdiliğini de bu köyde açıklar.

Mehdi Mehmet ve arkadaşları 22 Aralık gecesi Menemen’e yola çıkarlar sabah namazı vakti müftü camisine gelirler, altı kişilerdir. Dördü silahlıdır. Tatlıcı Hüseyin Müftü camisindeki sancağı alıp, cemaate Derviş Mehmet’i methi olarak tanıtır ve hitap edeceğini söyler.

Mehdi Mehmet kendisinin dini temsil eden Mehdi olduğunu Cumhuriyet i yıkıp yerine şeriatı kuracağını 70 bin kişilik İslam ordusunun Menemen’i kuşattığını sancak altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söyleyip sancağa alıp cemaat ile camiden çıkarlar.

Tekbir getirerek Gazez Camii ve hükümet binasının arasındaki meydana gelirler. Her geçen dakika sayıları artmaktadır. Cumhuriyet ve Mustafa Kemal aleyhine sloganlar atıp tekbir getirmekte ve zikir etmektedirler.

Jandarma yüzbaşısı Fahri Bey olaya müdahale edip, dağılmalarını istesede grup dağılmayıp, Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı eylemlerine devam eder. Sloganlar atarak zikirler çekerler. Yüzbaşı Fahri Bey durumu 43. piyade alayına bildirir.

Albay Nedim Bey askerleri ile birlikte sabah eğitimine çıkmaya hazırlanan Mustafa Fehmi Kubilay’ı görevlendirir. Kubilay’a bu görevi vermesinin en büyük nedeni Kubilay’ın Menemen de öğretmenlik yapması ve Menemen i tanımasıydı.

Kubilay askeri ile birlikte olay yerine hareket eder zaman kazanmak için yamaçları ve kestirme yolları kullanırlar. Kubilay ın silahı askerlerinde gerçek mermileri yoktur. Askerlerin silahlarında eğitim mermisi vardır.

Kubilay askerlerini bekletip kendisi Mehdi Mehmet’in yanına varır. Kan dökülmeden derhal bu eylemin bitmesini ister. Mehdi Mehmet Kubilay’a bir el ateş eder. Omzundan yaralanan Kubilay yere yıkılır. Kubilay’ın emrindeki askerler ateş etmeye başlar. Ancak silahta gerçek mermileri olmadığı için Mehdi Mehmet ve arkadaşları zarar görmezler. Mehdi Mehmet ben mehdiyim görüyorsunuz Cumhuriyet kurşunu bana işlemez der.

Yaralı Kubilay ayağa kalkar, Gazez camii avlusuna sığınır. Şamdan Mehmet ve Derviş Mehmet Camii avlusuna giderek Kubilay’ın başını keserler. Kesik başı sancağa dikmeye çalışırlar. Beceremeyince kesik başı getirilen bir iple sancağa bağlarlar.

Olayların üzerine gelen bekçi Şevki, ateş eder. Eylemcilerin birini yaralar ancak eylemcilerin açtığı ateş sonucu şehit olur. Arkadaşının yardımına gelen bekçi Hasan da şehit olur.

Yüzbaşı Ragıp emrindeki 43.piyade alayı askerleri olay yerine gelir, Teslim ol çağrısına biz mehdiyiz bize cumhuriyet’in kurşunu işlemez derler. Yüzbaşı Ragıp ateş emri verir. Açılan ateş sonucu Mehdi Mehmet ve 4 arkadaşı olay yerinde ölür. Grup dağılarak kaçar. Kaçanların hepsi tek tek yakalanır.

Yapılan yargılamada 28 kişi idama mahkûm olur ve 3 Şubat 1931 de Kubilay’ın şehit edildiği yerde infaz edilirler.

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 17 ziyaretçi (18 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol