Sivil Savunma Günü ( 28 ŞUBAT )

Sivil Savunma Günü ( 28 ŞUBAT )

Sivil halkın savunma gücü nedir diye sorabilirsiniz, aslında bunun en güzel örneğini kurtuluş savaşında halkımız vermiştir. Cephe gerisinde silah cephane ve erzak desteği ile savaş esnasında Türk Milleti vatan topraklarını savunan ordusu ile omuz omuza olmuştur. Savaş sonrasında ise elbirliği ile vatan topraklarının yeniden yapılandırılmasında görev almış savaşın yıkımını ortadan kaldırmak ve ülkenin gelişimini sağlamak için elinden geleni yapmıştır… İşte sivil savunma denen bu olay ikinci dünya savaşından sonra daha çok gündeme alınmış ve hem savaşta hem barış esnasında oluşabilecek durumlarda halkın güvenliğini sağlamak amacı ile düzenli bir kurum haline getirilmiştir. Yurdumuzda, sivil halkın korunmasına ilişkin önlemler alınması ile ilgili ilk girişimin tarihi 1931'dir.Bu tarihte "Hava taarruzlarına karşı pasif koruma" adlı talimatla birtakım önlemler getirilmiş daha sonra 3502 sayılı pasif koruma kanunu ve nihayet Sivil Savunma yasa tasarısı 09.06.l958 yılında kabul edilmiş ve 28 Şubat l959 da 7126 sayılı kanunla yürürlüğe girmiştir. 7126 sayılı kanun gereğince Sivil Savunma servislerinin kurulması,donatımı,eğitimi ve Yönetiminden İçişleri Bakanlığı adına Sivil Savunma Genel Müdürlüğü Sorumludur. Taşrada ise sorumluluk doğrudan Mülki İdari Amirlerine verilmiştir. Sivil Savunmanın Amaçları : Yasa Hükmünde Yer Alan Amaçlar Şunlardır: 1) Halkın can ve mal kaybının en az düzeye indirilmesi 2) Hayatı önemi olan her türlü resmi ve özel kurum ve kuruluşların korunması, 3) Bu kurum ve kuruluşların etkinliklerinin sürdürülmesi için ivedi onarım ve yenileştirmenin yapılması, 4) Savunma çabalarının sivil halk tarafından en geniş ölçüde desteklenmesi, 5) Cephe gerisinin moralinin korunması, Sivil Halkı Tehdit Eden Tehlikeler: 1) Barıştaki tehlikeler, 2) Savaştaki tehlikeler, 1-BARIŞTAKİ TEHLİKELER Barışta halkın can ve mal varlığını tehdit eden tehlikeler: a) Doğal yıkımlar (Tabi afetler) B) Büyük Yangınlar Halkımızı tehdit eden doğal yıkımlar şunlardır. 1) Depremler 2) Çığlar 3) Su baskınları (Seller) 4) Yer kaymaları 5) Baraj patlamaları Büyük Yangınlar: Sivil savunma yasasında "BÜYÜK YANGINLAR" ile ilgili bir tanımlama, sınırlama, sınırlama belirleme yoktur. Büyük yangının, ne ölçüde büyük bir yangın olduğu saptanmamıştır. Büyük yangınlar "Sivil Savunmanın müdahalesini gerektirecek olan ölçüde büyük yangınlardır." diye belirlemekte yeterince açıklığı olmayan bir belirlemedir. Büyük yangınlar barışta ihmaller, sabotajlar ve elde olmayan nedenlerle çıkabilir. Tabi afetler, barışta halkın can ve mal varlığını tehdit eden en büyük tehlikedir. Yurdumuz bir deprem kuşağı üzerinde bulunduğundan halkımız için en büyük barış tehlikesi deprem olmaktadır. 2 - SAVAŞTAKİ TEHLİKELER Günümüzde yada gelecekte çıkacak savaşların en belirgin özelliği bu savaşların Topyekun yada Ulusal Savaşlar oluşlarıdır. Topyekun savaşlarda amaç, düşmanın savaş gücünü kırmak yok etmektir. Savaş gücüde bilindiği üzere genellik insan gücü ve Endüstriyel Güçten oluşmaktadır. Günümüzde yada geleceğin savaşlarında düşman saldırıları sonucu sivil halkın karşı karşıya kalacağı tehlikeler şunlardır. 1) Klasik Silahlar 2) Nükleer Silahlar 3) Biyolojik Silahlar 4) Kimyasal Silahlar 5) Radyoaktif Serpinti 6) Büyük Yangınlar Düşman saldırısı ile gelen bu tehlikeler yanında savaş sırasında depremler ve su baskınları gibi doğal yıkımları da göz önünde bulundurmak gerekir. Nüfus Yoğunluğu yüksek kentler endüstriyel merkezlere yukarıda belirtilen silahlarda yapılacak bir saldırıdan, yada buralarda meydana gelecek doğal yıkımlardan sonra ortaya çıkacak görünümü şöyle özetleyebiliriz. 1) Binlerce ölü 2) Enkaz altında binlerce yaralı 3) Binlerce evsiz insan Bu kuruluş aslında yasalarla belirlenmiş olsa bile günün şartlarında sivil savunma eğitimini almak her Türk vatandaşının görevi olmalıdır. Çünkü ülkemizin bulunduğu coğrafik özelliklerden dolayı her an doğal afet durumu ile karşılaşma olasılığı mevcuttur. Bu durum karşısında nasıl hareket etmek gerektiğini ve bunun eğitimini almak bir zorunluluk halini almıştır. Hiç ihtiyaç duymamamız temennisi ile …

Burçak YAZICI

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 78 ziyaretçi (100 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol