Dagilma Devri
Paylaş

XIX. YÜZYIL OSMANLI TARİHİ DAĞILMA DÖNEMİ (1792 -1918)

1809 Kala-ı Sultaniye Antlaşması

Fransa Osmanlı'yı Rusya ile savaşa zorlamıştı. Ama Rusya ile Fransa arasında Osmanlıyı paylaşmak için anlaşma yapmıştır. Fransa'nın iki yüzlü politikasından dolayı Osmanlı, İngiltere'ye yakınlaşmış. Buna göre, barış zamanında Boğazlardan hiçbir savaş gemisi geçmeyecektir.

Milliyetçilik Akımı ve Etkileri

Milliyetçilik akımından en çok etkilenen Osmanlı Devleti olmuştur. Rus ingiliz ve Fransızlar'da kışkırtmalar ve isyanlar çıkmıştır. İlk ayaklananlar Sırplar, ilk devlet kuranlar da Yunanlılar olmuştur.

1806-1812 Osmanlı - Rus Savaşı

Sebebi: Rusya'nın Eflak ve Boğdan'ı işgal etmesi.

Sonuç: Sırplar'a Osmanlı imtiyaz vermek zorunda kalmıştır.

Sırplar; 1829'da Edirne Antlaşması ile özerklik, 1878'de Berlin Antlaşması ile bağımsızlık kazandılar. Yunan İsyanı (1820): Milliyetçilik akımı etkisiyle ayaklanan ikinci devlettir. Mora'da isyanı bastıramayan II. Mahmut Mısır valisinden yardım istedi. Mora valisi isyanı bastırınca ingiltere, Fransa, Rusya, Osmanlı ve Mısır Donanması'nı Nava-rin'de (1827) yaktılar ve Edirne Antlaşması imzalandı. Yunanistan bağımsız oldu.

Mehmet Ali Paşa İsyanı: Donanmasını ve Mora valiliğini kaybeden Mehmet Ali Paşa Suriye valiliğine kabul edilmeyince isyan etti. Kütahya'ya kadar gelen Mehmet Ali Paşa'ya karşı Rusya'dan yardım isteyince İngiltere ve Fransa konuyu Avrupa sorununa dönüştürdüler. Mehmet Ali Paşa ile Kütahya Antlaşması, Rusya ile de Hünkâr İskelesi Antlaşması yapıldı. Hünkâr iskelesi Antlaşması ile Boğazlar meselesi ortaya çıktı. Osmanlı Devleti boğazlar üzerindeki egemenlik hakkını son kez kullandı.

Mehmet Ali Paşa tekrar ayaklandı. Nizip'te yenilen Osmanlı; ingiltere, Rusya Avusturya'nın katıldığı Londra Konferansı'nda Mısır meselesini çözümlediler.

1841'de imzalanan Londra Boğazlar Sözleşmesi ile de boğazlar uluslar arası statüye kavuştu ve boğazlar sorunu ilk kez devletler arası bir konferansta görüşülüp çözümlendi.

KIRIM SAVAŞI (1853 - 1856)

Rus Çarı I. Nikola'nın İngilizlere Osmanlı topraklarını paylaşmayı teklif etmesine karşılık İngilizler reddedince Rusya tek başına emellerini gerçekleştirmek istedi. Bahane olarak kutsal yerler sorununu gündeme getirdi. Kudüs'te Katolik - Ortodoks çekişmesi başladı. İstekleri kabul edilmeyince, Osmanlı'ya savaş açtı. İngiltere ve Fransa Osmanlı'nın yanında yer aldı.

1856'daki Paris Antlaşması sonucunda Osmanlı Devleti, Avrupalı devletlerin garantisi altına girerek kendi topraklarını koruyamayacağı durumda olduğunu kabul ediyordu. Karadeniz tarafsızlığı ile Osmanlı Devleti galip gelmesine rağmen yenik devlet oluyordu. Osmanlı Devleti ilk defa borç para aldı. Islahat Fermanı'nın antlaşmada olması Avrupa devletlerinin iç işlerine karışmasına zemin hazırladı.

• Panislavizm Hareketleri ve Balkanlar'da Ayaklanmalar

Slav asıllı toplulukları kültürel ve siyasî bakımdan birleştirmek isteyen hareketlere panislavizm denir. Böylece Rusya Balkanlar'a egemen olup sıcak denizlere ulaşmayı amaçlıyordu.

• Balkanlarda Ayaklanmalar

Rus propagandaları sonucu Hersek'te isyan çıktı. Sırp ve Bulgarlar'da isyan ettiler. Böylece Balkan bunalımı ortaya çıktı, isyanlar yayılınca Sırp ve Karadağlılar Osmanlılar Devleti'ne savaş açtı. Sorunu görüşmek amacıyla İstanbul'da konferans toplandı.

• İstanbul Konferansı (1876)

Konferans çalışmaları sırasında anayasa (Ka-nun-i Esasi) hazırlanarak I. Meşrutiyet ilân edildi (23 Aralık 1878). Osmanlı Devleti Avrupa'nın, iç iş- lerine karışmasını engellemek istedi. Özellikle Bos-na-Hersek ve Bulgaristan'a özerklik verilmesini kabul etmeyince Rusya Osmanlı Devleti'ne savaş açtı.

1877 -1878 Osmanlı - Rus Savaşı (93 Harbi) Sonucunda Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması yapıldı (1878). Rusya bu antlaşmayla çok güçleneceğinden Avusturya, Almanya, ingiltere karşı çıkınca yürürlüğe girmedi. Böylece Berlin Antlaşması yapıldı (1878). Sonucunda; Osmanlı Devleti'nin dağılması hızlandı. Ermeni sorunu uluslar arası olarak gündeme geldi.

Sırbistan, Karadağ, Romanya bağımsız olacaktı.

Tunus'un, Fransızlar tarafından (1881), Mısır'ın ingilizler tarafından işgaline (1882) engel ulunamadı.

Kıbrıs'ın İngiltere'ye verilmesi (1878) Berlin Konferansında Osmanlı'nın yanında yer alma karşılığında Kıbrıs, İngiltere'ye üs olarak verildi.

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 11 ziyaretçi (15 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol