Duraklama Devri
Paylaş

DURAKLAMA DEVRİ (1579-1699)

İç nedenleri

Ordu ve donanmanın bozulması Merkezî yönetimin bozulması Ekonominin bozulması Eyalet yönetiminin bozulması Toplum yapısının bozulması Eğitim sisteminin bozulması

Dış nedenler

* Doğal sınırlara ulaşılaması (Çöller, okyanuslar ve güçlü devletlere komşu olunmuş)

* Coğrafî keşiflerin etkileri

* Avrupa'nın teknolojik alanda gelişme göstermesi.

XVII. YÜZYILDA SİYASAL GELİŞMELER

A- Osmanlı - İran İlişkileri

a. Ferhat Paşa Antlaşması: Kanuni döneminde imzalanan Amasya Antlaşması'na iran'ın uymaması üzerine çıkan savaş Osmanlı'nın üstünlüğüyle sona ermiştir.

Sonuç: Osmanlı doğuda en geniş sınırlara ulaşmıştır. (Gürcistan, Tebriz, Karabağı, Dağıstan, Osmanlı'nın oldu.)

b. Nasuh Paşa Antlaşması: Osmanlı'nın Avusturya savaşları ve Celali İsyanlarıyla uğraşmasını fırsat bilen İran, Ferhat Paşa Antlaşması'nı ihlal etti. Osmanlı Mecburen Ferhat Paşa'yla aldığı yerleri geri verdi.

Sonuç: Verdiği yerlere karşılık İrandan 200 deve yükü ipek vergi alıncaktı.

c. Serav Antlaşması: İran'ın Nasuh Paşa Antlaşması'yla vermesi gereken vergiyi göndermemesi üzerine çıkan savaşı, iran'ın barış istemesiyle sona ermiştir.

Sonuç: İran Nasuh Paşa Antlaşması'nın mad delerini kabul etti.

d. Kasr-ı Şirin Antlaşması: iran'ın Bağdat'ı almasıyla aramızdaki savaş başlamıştır.

Sonuç: Bugünkü İran sınırımız büyük ölçüdı çizilmiştir.

B- Osmanlı - Lehistan İlişkileri

Sokullu döneminde himayemiz altına alına Lehistan ile münasebetlerimizin bozulmasındal temel etkenler Erdel, Boğdan ve Ukrayna Kaza! lan ile ilgili sorunlardır.

a. Hotin Seferi: Lehistan'ın Eflak, Boğdan vErdel'in iç işlerine karışmasıyla başlar.

Sonuç; Genç Osman bu sefer sırasında Yer çeriler'in disiplinsiz davranışını tesbit etmiş ve t ocağı kaldırma kararı almıştır. Ancak Yeniçerilı bunu haber alınca Genç Osman'ı şehit etmişlerd

b. Bucaş Antlaşması: Lehistan 1672'de Omanlı'ya bağlı Ukrayna Kazakları'na saldırınca svaş yeniden başlamıştır. IV. Mehmet ve Köprü Fazlı Ahmet Paşa komutasındaki ordu, Lehistan'içlerine kadar ilerlemesi üzerine Lehistan'ın isi ğiyle Bucaş Antlaşması imzalanmıştır.

Sonuç: Osmanlı batıda en geniş sınırları kavuşmuştur. (Podolya ve Ukrayna'yı almıştır.)

C- Osmanlı - Venedik İlişkileri

Bu dönemde Osmanlı- Venedik ilişkilerinin melini denizlerde birbirlerine karşı üstünlük kurı çalışmaları vardır.

Girit Adasının Fethi: IV. Mehmet'in padişa ğı, Köprülü Fazıl Ahmet Paşa'nın sadrazamlığı neminde (24 yıl sonra) fethedilmiştir.

D- Osmanlı - Rus İlişkileri

Rusya'nın, topraklarını genişletmek için Ukrayna'ya saldırması üzerine savaş başlamıştır.

Sonuç: Osmanlı Cehrin kalesini geri aldı. Bah-çesaray Antlaşması imzalandı.

En önemli özelliği: Osmanlı ile Rusya arasındaki ilk resmi antlaşmadır.

E- Osmanlı - Avusturya İlişkileri

a. Haçova Meydan Savaşı: Sınırlarda meydana gelen karşılıklı akınlar sonucunda oluşmuştur.Eğri kalesi ele geçirildi. Avusturya ordusu bozguna uğratıldı. Kanije kalesi ele geçirildi.

b. Zitvatorok Antlaşması: Avusturya bu savaşlarda ateşli silahlar kullandıklarından Osmanlı zorlanmıştır. Bu antlaşma ile:

Osmanlı padişahı ve Avusturya kralı protokol bakımından eşit sayılacaktı.

* Eğri, Kanije ve Estergon kaleleri Osmanlı'ya bırakılmıştır.

c. Vasvar Antlaşması: Avusturya'nın, Erdel'in içişlerine karışması üzerine başlayan savaş Köprülü Fazıl Ahmet Paşa'nın Uyvar kalesini alması üzerine Vasvar antlaşması imzalanarak savaş sona ermiştir.

Sonuç: Avusturya hem Uyvar ve Novigrat kalelerinin Osmanlı'ya ait olduğunu kabul etmiş hem de Osmanlı'ya savaş tazminatı vermeyi kabul etmiştir.

II. Viyana Kuşatması: Macaristan'da çıkan olaylar II. Viyana Kuşatması ile savaşların nedenidir. Katolik Avusturyalılar Protestan Macarlar'a dinî ve siyasî baskı uyguluyorlardı. Macarlar'ın yardım istemesi üzerine

Avusturya'ya savaş açıldı (1682). Osmanlı ordusu Viyana önlerinde yenilgiye uğradı. Kutsal İttifak Savaşları

Avrupa'daki Osmanlı Devleti'nin ilerleyişi bu yenilgi ile sona erdi. Türklerin geri çekilişi Sakarya Meydan Muharebesi'ne kadar sürdü. Bu yenilgiden sonra Türkleri Avrupa'dan atmak için cesaretlenen Avusturya, Lehistan, Rusya, Venedik ve Malta Papa'nın da kışkırtmasıyla Kutsal ittifak'ı kurdular. Kutsal İttifak devletleriyle Osmanlı Devleti arasındaki savaşlar 16 yıl sürdü ve II. Süleyman, II. Ahmet ve II. Mustafa başa geçtiler. Sonunda Karlofça Antlaşması imzalandı (1699). Bu anlaşmaya göre;

* Temeşvar (Banat) dışında kalan bütün Macaristan ve Erdel Avusturya'ya,

* Ukrayna ve Podolya Lehistan'a, Mora ve Dal-maçya kıyıları Venediklere bırakıldı. Bu antlaşmadan bir yıl sonra Rusya ile İstanbul Antlaşması yapıldı. Böylece; Osmanlı Devleti batıda ilk kez toprak kaybına uğramış, Duraklama Dönemi bitip Gerileme Dönemi başlamıştır.

İÇ İSYANLAR İstanbul İsyanları

Yeniçeri ve sipahiler tarafından çıkarılan isyanlardır. Yeniçeri ocağının bozularak "Devlet ocak içindir." anlayışının hakim olması sonucunda çıkmıştır.

Celali İsyanları=> Tımar sisteminin bozulması, haksız dirlik dağıtımı, iltizam sisteminin yaygınlaşması, vergilerin ağırlaştırılması, savaşların uzun sürmesi nedenlerinden çıkmıştır. Bu isyanların sonucunda;

Devlet otoritesi zayıfladı. Ekonomi zayıfladı, üretim azaldı. Anadolu'da can ve mal güvenliği kalmadı, köyden kentlere göç başladı. İstanbul ve Celalî isyanları devlet yönetimine, devletin düzenini değiştirmeye yönelik isyanlar olmayıp, şahıslara yönelik isyanlardır.

Eyalet İsyanları Merkezi otoritenin bozulması sonucunda merkeze uzak eyaletlerde çıkan isyanlardı. Amacı, Osmanlı Devleti'nden ayrılarak bağımsız olmaktı. Eflâk, Boğdan, Erdel, Halep, Yemen, Bağdat gibi. İsyanların bastırılması sırasında Osmanlı Devleti Avrupa devletleriyle karşı karşıya geldi.

XVII. yy. Islahatlarının Amacı ve Özellikleri

Bu yüzyılda ıslahat yapan devlet adamları;

a. I. Ahmet Dönemi:

Saltanat sisteminde değişiklikler yaptı

* Ekber ve Erşed Kanunu'nu getirdi. Yani hanedanın en yaşlı ve en tecrübeli kişisi başa geçecek.

Kafes usulü: En yaşlı, en tecrübeli hanedan üyesinin han içindeki üyelerin sarayda tutuklaması. Devlet işlerinde tecrübe kazanması için sancağa çıkmaya son vermiştir.

b. Kuyucu Murat Paşa: Celali isyanlarını bastırırken baskı ve şiddet uygulamıştır.

c. II. Osman Dönemi:

* Saray dışından evlilik yaparak, yönetime saray kadınlarının etkilerini engellemek Zamanın ihtiyaçlarına göre yeni kanunlar hazırlamak

* Hotin seferi sırasında Yeniçerilerin disiplinsiz davranışından dolayı, Yeniçerileri ortadan kaldırmayı hedeflemişse de Yeniçeriler II. Osman'ı şehit etmişlerdir.

d. IV. Murat Dönemi:

Yeniçeri ve Sipahi isyancıları ortadan kaldırıldı Uyuşturucu ve tütün kullanımı yasaklanmıştır Anadolu'daki isyancılar ortadan kaldırıldı . Tımar sistemi düzeltildi Devletin duraklamasının ve kötü gidişinin durdurulması için yapılması gerekenlere ilişkin raporlar düzenletmiştir. Bunlardan en ünlüsü Koçi Bey Risalesidir.

e. Tarhuncu Ahmet Paşa Dönemi:

En önemli özelliği: İlk denk bütçeyi oluşturması.

Sonuç: Çıkarları tehlikeye giren kişiler tarafından görevden alınması ve idam edilmesi sağlanmıştır.

f. Köprülüler Dönemi:

1656-1691 yılları arasında Köprülü ailesinden devlet adamları sadrazamlık yapmışlardır. Bu dönemi başlatan Köprülü Mehmet Paşa göreve gelmek için bazı şartları ileri sürmüştür.

Bunlar;

Saraya sunacağı her teklif kabul edilecektir.

Devlet memurlarının görevlendirilmesi ve azledilmesi serbest olacaktır. Sadrazamlık görevine kimse karışmayacaktır.

Kendisi hakkında bir şikayet olursa önce savunması alınacak, sonra karar verecektir.

Ancak bu dönemde yapılan ıslahatlar kişilere bağlı kaldı, isyanların gerçek nedenleri üzerinde durulmadı. Baskı ve şiddet ile bastırılmaya çalışıldı. Bu sebepten dolayı ıslahatlar başarılı olmamıştır.

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 24 ziyaretçi (50 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol