islam Tarihi
Paylaş

İSLÂM TARİHİ

İslâmiyet Öncesi Arabistan: Arabistan'da kabile yaşantısı ve Bedevîlik vardı. Sosyal adaletsizlik vardı. Kan davası yaygındı. Siyasî birlik yoktu. Kadının hiçbir sosyal hakkı yoktu. Kölelik vardı. Puta tapıcılık yaygın olmasına rağmen Musevî, Hristiyan ve Hz. ibrahim inancını devam ettirenler de vardı (Hanefî). Kabe kutsal sayılırdı. Mekke'de özellikle edebiyat gelişmiştir.

İslâmiyetin doğuşu: Hz. Muhammed Hicaz bölgesinde Mekke'de doğdu. Hz. Hatice ile evlendi ve 40 yaşında peygamber oldu. İlk inananlar Hz. Hatice, Hz. Ali, Hz. Ebubekir ve azatlı kölesi Hz. Zeyd'dir. İslâmiyetin putları reddedip insanları eşit görmesi kan davasını yasaklaması, ekonomik çıkarlarını kaybetmek istemeyenlerin Müslümanlara baskı yapmasına neden oldu. Medinelilerin daveti üzerine Hicret gerçekleşti (622). Göç edenlere Muhacir Medineli müslümanlara Ensar denirdi.

Hicretin sonuçları: Medine'de İslâm devleti kuruldu. Ensarla muhacir kardeş ilân edildi. İslâmiyet daha hızlı yayıldı. Hicret hicrî takvimin başlangıcı sayılır.

Bedir Savaşı: 624'de Müslümanlar Mekke'de yağmalanan mallarına karşılık Mekkelilerin kervanına saldırdılar. Sonucunda; ilk zafer olan bu savaşla Şam Ticaret Yolu'nun kontrolü kısmen Müslümanların eline geçti. İslam savaş hukukunun temeli atıldı.

Uhud Savaşı: 625 yılında Mekkeliler'in Bedir Sa-vaşı'nın intikamını almak istemesiyle çıktı. Sonucunda; Mekkeliler kazandı, ama kesin sonuca ulaşılamadı. Hz. Muhammed'e itaatin önemi anlaşıldı.

Hendek Savaşı: 627 yılında Mekkelilerin Müslümanları tamamen yok etmek istemeleri üzerine yapıldı. Sonucu, Müslümanlar kazandı. En önemli özelliği; Müslümanların son savunma savaşıdır.

Hudeybiye Antlaşması: 628 yılında Hz. Muham-med'in hac için Mekke'ye gitmek istemesi ancak Mekkeliler'in Müslümanlar'a izin vermemesi üzerine bu antlaşma imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre;

*iki taraf 10 yıl süre ile silah kullanmayacak.

* Mekkelilerden reşit olmayanlar, Medine'ye kabul edilmeyecek. Medine'den Mekke'ye gidenler geri gönderilmeyecek.

* Müslümanlar, o yıl Hac yapmayacak, gelecek yıl Mekkeliler şehri üç gün boşaltılacak ve Müslümanlar gelip Hac vazifesini yerine getirecek.

*Arap Kabileleri'nden isteyenler Mekke'nin, isteyenler Medine'nin himayesine girebilecekler. Fakat her iki taraf da kabilelere askeri yardım yapmayacak.

Hayber'in Fethi (629): Yahudilere karşı düzenlenen sefer sırasında Hayber Kalesi alınıp Yahudiler bu bölgeden çıkarıldı. Böylece islâmiyetin yayılması hızlandı.

Mute Savaşı (629): Savaşın en önemli özelliği; ilk Müslüman Bizans savaşı olmasıdır.

Mekke'nin Fethi (630): Hz. Muhammed hac sırasında yaşanan zorlukları bitirmek ve Kabe'yi putlardan arındırmak için yaptığı seferdir. Bütün Arabistan'ın fethini sağlayan önemli bir başlangıç oldu. Mekke'nin alınmasıyla tüm halk müslüman oldu.

Tebük Seferi (631): Hz. Muhammed, Bizans'ın Arabistan'a sefer düzenleyeceği haberini aldıktan sonra yaptığı seferdir (Bu haber asılsız çıkmıştır.). Bu, Hz. Muhammed'in son seferidir. Vefatı ise 632'dir.

DÖRT HALİFE DÖNEMİ

Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali seçimle halife olarak geldiler. Bu dönem İslâm Cumhuriyeti Dönemi de denir.

Hz. Ebubekir Dönemi:

Yalancı peygamberler ve zekât vermek istemeyenler bastırılarak Arabistan'da siyasi birlik sağlandı. Arabistan'ın fethi tamamlanıp, Arabistan dışında ilk fetihlere başlanmıştır. Kur'an-ı Kerim kitap haline getirilmiştir. Halife, memur ve askerlere maaş bağlanmıştır. Bizans'la yapılan Yermük sa-vaşı'yia Suriye kapıları aralanmıştır.

Hz. Ömer Dönemi:

Suriye, Filistin ve Kudüs toprakları Bizans'la yapılan Ecnadin Savaşı ile ele geçirilmiştir. Sasa-ni Devleti ile yapılan Nihavet Savaşı ile Sasani Devletine son verilerek İran toprakları ele geçirilmiştir. Böylece ilk kez Türkler'le Müslümanlar sınır komşusu oldu. Hicrî takvim hazırlanıp kullanılmaya başlandı. Fethedilen ülkeler idarî yönden büyük illere ayrıldı, ilk kez divan teşkilâtı kuruldu. İlk ordı teşkilâtı kuruldu. Adlî teşkilât kuruldu. İkta sistem uygulamaya başladı. Mahkemelere kadılar tayir edildi. İdare ve yargı birbirinden ayrıldı. Kuzey Af rika'da ilk fetihler (Mısır fethedilerek) başlamıştır Doğu Anadolu'da ilk fetihlere başlanmıştır.

Hz. Osman Dönemi:

Türk - Müslüman savaşları başladı, ilk İslârr donanması kuruldu, islâm tarihindeki ilk iç karışık lıklar Mısır ve Irak'ta çıktı. Kur'an-ı Kerin çoğaltılarak eyaletlere gönderildi. Kuzey Afrika'da ki fetihlere devam edildi Trablusgarb ve Tunus alı narak, Hz. Osman şehit edildi.

Hz. Ali Dönemi:

Cemel (Deve) Olayı denilen (Hz. Aişe'nin deve si etrafında olduğu için) savaşta Hz. Aişe ile, Sıffiı Savaşı'nda Muaviye ile savaştı, islâm tarihindek ilk ayrılıklar ortaya çıkarken fetihler durmuştur.

EMEVÎ DEVLETİ (661 - 750)

Devletin kurucusu Hz. Ali döneminde Şam val; si olan Muaviye'dir. Başkenti Şam'dır. İç karışıklık lar sona erdi. Ancak halifelik saltanata dönüştı Müslümanlar İstanbul'u ilk kez kuşattı. İslâm dür yaşındaki kesin ayrılık 680'de Hz. Hüseyin'in Keı bela'da şehit edilmesiyle ortaya çıktı Şii'lik oluştı Arapça resmî dil oldu. İlk islam parası bastırıldı. İl İslam muhafız (polis) ve posta teşkilatı kuruldu.

Kadiz Savaşı ile Müslümanlar Tarık Bin Ziya komutasında İspanya'yı fethettiler. Puvatya Savaşı ile islâm Orduları yenilince Bc tı Avrupa fetihleri durdu. Şiiler'in çalışmaları, Eme vî ailesi arasındaki geçimsizlik, Abbasîler'in çalı; maları, Emevîler'in Arap olmayan Müslümanlar değer vermemeleri (Milliyetçilik yapmaları) önenr memuriyetlere Emevî ailesinden olanları getirmeli ri yıkılış nedenleridir.

ABBASİLER DÖNEMİ

Bağdat şehri kurulup başkent yapıldı. Eski Yı nan ve Hellen kültürleri eserleri Arapça'ya çevrik İslam tarihinde ilk vezirlik makamı kuruldu.

Harun Reşit Dönemi en parlak dönemidir. Türkler için Samerra şehri kuruldu. Bizans sınırlarında Avasım ordugah şehirleri oluşturularak Bizans'a karşı önlem alındı. Abbasîler'in hoşgörülü ve eşitlikçi siyaseti ile Türkler bu devirde İslâmiyete girdiler.

Abbasiler'in merkesi otoritesi zayıflayınca toprakları üzerinde küçük devletçikler oluşmuştur. Bunlara "Tevaif-i Mülük" denir.

Bazıları: Tolunoğulları, Akşitler (ihşitler), Fatımi-ler, Büveyhuoğulları, Samanoğulları gibi. Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey, Abbasi Halifesi Şii Büveyhoğulları'nın elinden kurtarınca, Büyük Selçuklular yani Türkler İslam'ın koruyuculuğunu üstlenmişlerdir.Devlete kesin olarak Moğol İlhanlılar'ın kurucusu Hülagü son vermiştir.

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 23 ziyaretçi (49 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol