Turk-islam Devletlerinde Kultur ve Medeniyet
Paylaş

TÜRK - İSLÂM DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET

• Sınıf ayrımı ve kölelik yoktu.

• Ülke hanedanın ortak malıdır ve Kut anlayışı geçerliliğini korumuştur.

• Hükümdara yardımcı, vezirlik makamı oluşturulmuştur. Büyük divan vardır. Buna bağlı başka divanlar da vardı. Ülke bölge ve eyaletlere bölünürken hanedan üyelerinden veya asker valilerden yönetici gönderilirdi. Selçuklular'da vali hanedan üyesi melik denilirdi.

EĞİTİM VE BİLİM

Melikşah döneminde vezir olan Nizamül Mülk devrinde Nizamiye Medreseleri yapılmıştır. Melikşah adına Güneş yılına göre hazırlanan Celali Takvim düzenlenmiştir. İmam-ı Gazali => ihya-i Ulumiddin, Nizam-ül Mülk => Siyasetname gibi eserler de verilmiştir.

ORDU

Hassa

ikta

Eyalet

Guleman-ı Saray

Türk - islâm devletlerinde orduları çoğunlukla Türkler oluşturuyordu. Selçuklularda; Hassa ordusuna; askerler milliyetleri ne olursa olsun küçük yaşta saraya alınır, yetiştirilirlerdi. Hükümdarın yanında bulunup ücret alırlardı. Güleman-ı Saray, hassa ordusu içinden seçilir ve saray muhafızı olarak görev yapardı. İkta, devlet görevlilerine maaş karşılığı verilen toprakların vergi gelirlerinin bir kısmıyla yetiştirilen atlı askerlerdi. Eyalet askerleri ise, eyaletlerde yer alan askeri birliklerdir.

Türkmenler=> Göçebe olarak yaşayan Türkmenler sınır bölgelerine yerleştirilmiş, sınırdaki bölgelerimizi korumuşlardır, ikta Sistemi ile hazineden para çıkmadan güçlü bir ordu sahibi olundu. Vergiler düzenli toplanarak, göçebe Türkmenler'in yerleşik hayata geçişi sağlandı.

Adalet=> Türk - islâm devletlerinde şer'î ve örfî hukuk vardı. Kadı'lar şer'î davalara bakardı.

Toprak=> Has (hükümdar ve hanedan üyeleri), mülk (şahıslara ait), ikta (komutan, devlet adamı), vakıf toprakları (hayır kurumlarının, eğitim, bayındırlık ihtiyacını karşılamak için ayrılmış)ör.

A. KAVİMLER GÖÇÜ

M.S. 375'de Asya Hunları'nın Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılmasının üzerine Kuzey Hunların-dan bir kısmı batıya göç etmiştir. Bu durum Avrupa'da Kavimler Göçü'ne sebep olmuştur.

B. SKOLASTİK DÜŞÜNCE

Orta Çağ Avrupasında din aramlarının mantık dışı, sırf kendi çıkarlarını korumak için oluşturduğu düşünce sistemine denir. Bu düşünce çerçevesinin dışına asla çıkılamazdı. Çıkmaya çalışanlar devrin en büyük cezasıyla yani dinden çıkarılma manasına gelen "Afaroz edilmeyle" cezalandırılıyorlardı.

Halkın elindeki toprakları ve paraları, günahlarını bağışlama ve cennetten arsa satma gibi safsatalarla kandırarak, ele geçirmekteydiler. Böylece kilise (papalar) çok zengin olmuş bu zenginlik sayesinde siyasi otoriteye hakim olmuşlardır.

Skolastik düşünce yüzünden Avrupa'da bilimsel gelişmeler engellenmiştir.

FEODALİTE

Kavimler Göçü'nün etkisiyle krallar otoritelerini kaybetmişler doğan boşluğu gücünü ispat eden Derebeyleri doldurmuştur. Böylece Feodalite sistemi oluşmuştur. Bu sistemde halk dörde ayrılıyordu. 1- Soylular 2- Rahipler (Din adamları) 3- Burjuvalar 4- Köylüler.

D. HAÇLI SEFERLERİ

Hristiyanların Müslümanların elinde bulunaı Kudüs'ü almak için XI. yy. sonu ile XIII. yy. sonlaı arası yaptıkları seferlere denir.

Toplam 8 tanedir. İlk 4'ü Anadolu üzerinden so 4'ü Mısır üzerinden deniz yoluyla yapılmıştır.

Dinî nedenleri; Din adamlarının nüfuzlarını artırmak istemeleri Kudüs'ün Müslümanlardan alınmak istenmes Katoliklerin Ortodokslara egemen olmak iste meleri.

Kluni Tarikatı'nın zararları çalışmaları Siyasî Nedeni;

a. Bizans'ın Avrupa'dan yardım istemesi üzerine Hristiyanların Türkleri Anadolu'dan çıkarıp A deniz'den uzaklaştırmak istemeleridir.

b. Kralların otoritelerini arttırma isteği.

Ekonomik Nedeni; Avrupa'nın fakirliği dolayısıyla Anadolu'daki zenginliklere ve ticaret yollarına sahip olmak istemeleri.

I. Haçlı Seferi

I. Haçlı Seferi'nin sonunda Urfa, Antakya, Kudüs'te Lâtin Krallığı kuruldu. İznik'i Haçlılar'a kaptıran Anadolu Selçukluları başkentlerini Konya'ya taşımak zorunda kalmışlardır.

• Feodalite doğuya taşınmış oldu.

II. Haçlı Seferi:

Urfa'yı Haçlılardan, İmadeddin Zengi'nin geri alması üzerine bu sefer başlamıştır. Anadolu Selçukluları bu sefere Danişmentlerle beraber karşı koymuşlardır. Avrupalı Krallar bu seferde başarılı olamadı.

III. Haçlı Seferi:

Haçlılar İstanbul'un zenginliğini görünce Sela-hattin Eyyubi Kudüs'ü Haçlılardan aldığı için düzenlenen bu seferlerde de başarılı olamadılar. Bu sefere Anadolu Selçukluları ve Eyyubiler birlikte karşı koydular.

IV. Haçlı Seferi:

Haçlılar İstanbul'un zenginliğini görünce İstanbul'u alarak Lâtin Krallığını kurdular. (1204).

• istanbul'dan kaçan Rumlar, İznik ve Trabzon'da Rum İmparatorluğu kurdular.

Haçlı Seferleri Sonuçları: Dinî Kilise ve Papaya olan güven sarsıldı. Skolastik düşünce zayıfladı. Kutsal yerler Müslümanlarda kaldı.

Siyasî=> Türklerin ilerleyişi durdu. Türklerin Balkanlara geçişi durdu. Bizans İmparatorluğu topraklarını koruduğu Burjuva sınıfı ve mutlak krallık rejimi güçlenerek feodalite rejimi zayıfladı.

Ekonomik=> Doğu batı ticareti gelişerek Akdeniz limanları önem kazandı. Avrupa'da yaşam standartı yükselirken, İslâm dünyası ekonomik açıdan zayıfladı.

Sosyal => Barut, Pusula, Kâğıt ve matbaa Avrupa'ya geçti.

Barut: Derebeylerin arkalarına saklandıkları surlar ve şatolar yıkıldı. Derebeylik yıkıldı, Krallık rejimi yeniden güçlendi.

Pusula: Açık denizlerde gemicilerin yönlerini bulmaları kolaylaştı. Coğrafi keşiflere sebep oldu. Kağıt, Matbaa: Kendi dinlerinin kutsal kitapları olan incil kendi dillerine tercüme edilip, yaygınlaştı. Halk papazların kendilerini kandırdıklarını anladılar. Klasik eserler daha fazla yayıldı. Bunlarda Rönesans ve Reform'a sebep oldu.

Sonuç: Avrupa Aydınlanma Çağı'na girdi hızla ilerledi.

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 7 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol