Çocuk Hakları Semineri ve Çocuklar Yaka Paça Dışarı Atıldı...

ÇOCUK HAKLARI SEMİNERİ VE ÇOCUKLAR YAKA PAÇA DIŞARI ATILDI…

Çocuk hakları semineri 25-27 şubat 2011;

İşte bize verilen hakların ele alındığı seminer…

En büyük hakkımız parasız eğitim hakkımızı dillendiren iki arkadaşım başbakanın korumaları tarafından yaka paça dışarı atılıyor.

Peki bu seminerin amacı çocuk haklarını benimsetmek değil miydi?

Ama nedense bu olanlara hiç şaşırmadım çünkü kendimde buna benzer bir olay yaşamıştım. Seminerden kovulmak ne demek gayet iyi bilirim…

Baştan üzülürsün hele ki; içeridekilerin dışarıya çıkmalarını beklediğin o zaman yok mu? Ölüp ölüp dirilirsin, keşke dersin şu kahrolası çenemi tutsaydım…

Sonra o sıcaklık soğumaya başlar içinde ah be dersin birkaç dakikam daha olsaydı şunları da söyleyebilseydim…

Söylediklerin yeterli gelmez ve söyleyemediklerin içinde ukde kalır… Bu seminer şunu göstermiştir aslında bu ülkede çocukların tek hakkı var, oda susma hakkı…

Susacaksın, anlatılanları koyun misali dinleyeceksin, arada iki el alkışlayacaksın tamam…

Sanki bu ülkede herkes hakkını almışta sıra çocuklara mı? Gelmiş. Hele önce büyükler hakkını bir savunsun…

Emekli maaş zamları 2 ay sonra veriliyor, susuyorlar…

Medya gırtlağına iplik geçirilmiş sesini çıkaramıyor…

Askerin hali ortada…

Herkes umudu bağlamış çocuk haklarına…

Sizleri konuşturmayanlar bizleri ne kadar konuşturur…

Eğitim sisteminle dalga geçiyorlar, okullarda eğitimi bitirdiler öğrenciler çığlık çığlığa haykırırken hanginiz bizim sesimize kulak verdiniz?

Okullarda yerleşen idareci kadrolar vekaleten atanırlarken sizler neredeydiniz?

Çocuklarınız…

Hepinizin çocukları, bu ülkenin gelecekleri…

İşte ülke idaresinin onları dinleme sistemi… İşte bizlere siyasi idarenin verdiği değer ve onun göstergesi… Peki; sizler neredesiniz…

Türbanınla okula girmek isteyen bir ilköğretim öğrencisine yapılan yaklaşımla bugün parasız eğitim hakkını isteyen öğrenciye yapılan yaklaşım ortada…

Demek ki; ülkemde türban hakkı, parasız eğitim hakkından daha önemli… Kimse buna ses çıkarmadığına göre durum bunu göstermektedir… Gelecek…

Ülkemin geleceği…

Bugünler zaten kaybedilmişti, şimdi gelecekte karartılıyor…

Ve…

Sizler…

NEREDESİNİZ…

Burçak YAZICI

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 49 ziyaretçi (60 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol