Milli Degerler Dini Degerler Ahlaki Degerler
Paylaş

MİLLİ DEĞERLER, DİNİ DEĞERLER, AHLAKİ DEĞERLER…

Aslında birbirinden ayrılmaması gereken insanı insan toplumu toplum yapan bu 3 değer nedense birbirinden kopamayan fakat birbirini çekemeyen kardeşler misali bir şekilde sürekli birbirine düşman edilmektedir yada insanlara düşman gibi gösterilmektedir.

Efendim milli değerlerine sahip çıkıyor bu din düşmanı yaftası hemen yapıştırıldığı gibi bu dinci milli değerlere düşman yaftası da bir şekilde yapıştırılmaktadır.

Oysa milli değerlerine sahip çıkan bir insan dini ve ahlaki değerlerine de sahip çıkmalıdır. Yada diğer bakımdan dini değerlerine sahip çıkan bir insan ahlaki ve milli değerlerine de sahip çıkabilmelidir. Asıl olması gereken bu değil midir?

Nasıl ki dini değerlerimiz bizlerin Allah ve iman sevgisini geliştirmektedir, milli değerlerimizde bizlerin vatan ve millet sevgisini geliştirir, ahlaki değerlerimiz ise içimizdeki insani tarafımızın ve toplumsal gelişmemizin kaynağı değil midir?

Bunlardan bir tanesinin eksik kalması bizlerin bir uzvu eksik ve sakat olmamıza neden değil mi?

Bizleri insan olarak geliştirecek bu değerlere bir bütün olarak sahip çıkmak varken neden bu değerler sürekli birbirine düşman olarak gösterilmektedir.

İşte asıl mesele bu değil mi? Yüzyıllarca bu bütünlüğü sağlamış olan atalarımız dünyaya hükmetmedi mi?

Asıl olan bu düşmanlık sebebi budur, elimizdeki değerleri parçalamak ve bütünlüğü bozmak. Bu düşmanlık bizlere belki binlerce yıldır süre gelen bir oluşumun düşmanlığının yansımasıdır.

Bugün gelinen noktada dinci denilen topluluk; Milliyetçi, Cumhuriyetçi denilen milli değerlere sahip çıkanlara düşman konuma getirilmeye çalışılmaktadır yanlış anlaşılmasının Milliyetçi, Cumhuriyetçi denilen milli değerlere sahip toplulukta dinci denilen bu topluluğa düşman edilmeye çalışılmaktadır. Burada asıl olan amaç ülkemizi bir bütün yapan bizleri topluluk olmaktan çıkarıp ulus yapan milli, dini ve ahlaki değerlerin birbirinden koparılmasıdır. Bütün bu çabalar bu bütünü yıkıp bizleri kendi içimizde ayrıma ve parçalanmaya sürüklemek içindir.

Bugün baktığımızda Dinci denilen iktidarlar Milliyetçi ve Cumhuriyetçi siyasi düşünceye saldırmaktadır diğer tarafta ise Milliyetçi ve Cumhuriyetçi denilen siyasiler Dinci tabir edilen siyasilere saldırmaktadır.

Bu aslında benim pek umurumda değildir birbirlerine saldırabilirler fakat burada sorun yaratan kısım bunların birbirlerine saldırmaları değildir, sorun kendilerine yandaş toplamak uğruna bir tarafın milli değerleri yıkmaya, diğer tarafın dini değerleri yok etmeye çalışıyor olmasıdır bu çarpışma doğal olarak Türk kültürüne dayanan ahlaki değerlerinde yıpranıp yok edilmesine neden olmaktadır.

Sonrasında oluşan toplum milli ve dini değerlerini kaybetmiş, Türk kültürü ve töresini bilmeyen ahlaki değerleri taşımayan insanlar kitlesi…

Bugün çoğumuzun dikkatini çeken böyle gençliği görmeye başladık ve çoğu büyüğümüzden yükselen sesler ve bu gençliği suçlamalar oluşmakta…

Nereye gidiyor bu gençlik…

Evet bu soru soruluyor ama asıl sorulması gereken biz bu gençlere, bu millete ne yapıyoruz olması gerekmez mi?

Sen milli, dini ve ahlaki değerlerini bir şekilde bilerek veya bilmeyerek parçalarsan ortaya bu şekilde her daim bir tarafı eksik kalmış bir sakat çıkar…

Bu çarpışmalardan doğan toplum ya kör, ya sağır, ya topal olarak meydana gelir ve muhakkak aksar.

Oysa sizlerin bu ülkeyi daha ileriye taşımak için yapmanız gereken şey milli değerlerine , dini değerlerine sahip Türk kültürü ve töresine uygun ahlaki değerleri taşıyan gençler yetiştirmek olması gerekmez mi?

Bir insan hem Türk milliyetçisi, Cumhuriyetine bağlı, İslam dini vecibelerini yerine getiren, Türk töre ve kültürünü benimsemiş ülküsüne sahip çıkan , Güzel ahlaklı biri olarak yetiştirilemez mi?

Bunu denemek yerine neden bu kutsalları yıkıp parçalama derdindesiniz işte ben bunu anlayamıyorum…

Çanakkale savaşında, Kurtuluş savaşında milli değerlerine, dini değerlerine ve Türk töre ve kültürüne dayanan ahlak anlayışı ile bu vatan için ya Allah Bismillah diyerek düşmana taarruz eden şehit düşen gençlik bizlerin ataları değil miydi?

Saygılarımla

Burçak YAZICI

http://blog.milliyet.com.tr/milli-degerler--dini-degerler--ahlaki-degerler-/Blog/?BlogNo=326605

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 34 ziyaretçi (43 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol