Bizim Egitimimiz Ne kadar Milli
Paylaş

BİZİM EĞİTİMİMİZ NE KADAR MİLLİ?

Gücü elinde tutmak isteyenlerin sürekli olarak düşledikleri bir konu vardır. Bu konuda kendilerine biat eden sorgulamadan söylediklerini yerine getirecek olan insan ordusudur. Bu amaca ulaşabilmenin de tek yolu bu orduyu kendi ideolojilerine uygun yetiştirmektir.

Bu asırlardır süregelen bir mücadeledir. Hitler’in mükemmel ırk yaratma projesinin altında yatan gerçek nasıl bu ise günümüzde hesapta sağlıkla ilgili çalışma diye lanse edilen klonlama çalışmalarının temelinde de bu yatmaktadır. Sorgusuz sualsiz biat eden insan gücü…

Bu ideolojinin en temel düşmanı ise bilgili, olayları sorgulayan, yorumlayan kendini yetiştirmiş insanlardır.

İşte bu yüzdendir ki, bu gücü elinde bulundurmak isteyenlerin ilk saldırdıkları nokta eğitim sistemidir. Çünkü kendi ideolojilerini kurmalarının önündeki en büyük engel bilgili ve yeterli birikime sahip bir toplumdur.

Bugün gelinen noktada baktığımızda eğitim sitemimizin durumu ortadadır. Sınıf geçme sisteminin o kadar kolaylaştırılmasına rağmen başarı oranları çok düşüktür. Bu düşüşü sağlamak için ise gereken bütün şartlar hazırlanmaktadır. Eğitim verilen bilgi kaynakları kitapların içleri boşaltılmış durumdadır. Yeterliliği tartışılacak durumda olan eğitimcilerle eğitim verilmektedir. Gereken araştırmaları yapacak materyaller eksiktir.

Bütün bunların yanında ise okullara alternatif konumdaki eğitim evleri hızla çoğalmaktadır. Ne şekilde eğitim verildiği bile bilinmeyen evlerde çocuklar yatılı eğitime tabi tutulmakta dışarıdan sınavlara sokularak okulları bitirilmektedir.

Daha sonrasında ise bu çocuklar bir şekilde üniversitelere yerleştirilmekte ve belli bir konuma getirilmektedir. Bir nevi elim yanmasın denilerek her noktaya kendi ideolojilerine hizmet eden maşalar olarak yerleştirilmektedir.

Sonuçta kime ve neye hizmet ettiklerini sorgulamaktan aciz durumda insanların yönetici konumuna taşınması ile ortaya çıkan durum ise kaçınılmaz bir çöküş sürecidir. Bir nevi modern sömürge sistemi oluşturulmaktadır.

İşte günümüzde YGS, KPSS, SBS, PMYO sınavlarında yaşanan skandallar ise bu durumun ne kadar aşikar bir şekilde ortalığa döküldüğünün göstergesidir.

O kadar biat eden yöneticiler belli noktalara gelmiştir ki günümüzde, bu olanları sorgulamak yerine örtbas edip tatmin olmayı daha uygun bulmaktadırlar.

Ülkemizde eğitimdeki her türlü yönlendirmeyi yapan Milli Eğitimi Geliştirme Komisyonu bile 4 Türk 4 ABD’li üyeden oluşmaktadır ve bu komisyonun başkanı ise ABD’lidir. Yapılan oylamalarda eşitlik çıkması durumunda nihai kararı ABD’li komisyon başkanı vermektedir. Bu komisyonun elinde ise sosyal projelerde kullanıldığı iddia edilen çok büyük maddi destek vardır. Bu para ülkemize verilen borçların faizlerinin yatırıldığı hesaptır. Bu hesaptan kullanılan paranın nerede ve ne amaçla kullanıldığını sorgulama yetkimiz maalesef yoktur.

Şimdi bizim ülkemizde verilen eğitimin ne kadar milli bir eğitim olduğu, yada ne kadar yeterli bir eğitim olduğu düşünülebilir.

Birileri çıkıp eğitim sistemini altüst ediyor, milli değerlerin eğitimden çıkarılmasını sağlıyor ve buna eğitimin üst noktalarındaki devlet yetkilileri sadece seyirci kalıyorsa bunun tek sebebi bu küresel güçlerin kendilerine biat edecek diplomalı cahiller ordusunu yaratma çalışmalarıdır.

İşte ülkemizdeki eğitim anlayışı maalesef bu durumdadır.

Şimdi ben soruyorum sizlere bizim eğitimimiz ne kadar milli ve ne kadar yeterli eğitim verilmekte ülkemizde…

Günümüzle kıyaslama yapabilmek için bir milli eğitim bakanının nasıl olması gerektiğini gösteren bir olayı aktarmak istiyorum sizlere…

… Zamanında Yüksek Öğretmen Okulları açıldığında o dönemdeki ABD’li Milli Eğitim Geliştirme Komisyonu üyeleri bu durumdan rahatsız olmuşlardır. Danışmanlar, yeni modelle başarılı köy çocuklarının Yüksek Öğretmen Okulları kanalı ile lise öğretmeni yapılmasından her nedense pek mutlu olmazlar.

Ankara Yüksek Öğretmen Okulu’na bina yapılması için 1960 yılında 28 milyon lira yardım yapmayı kararlaştıran Amerika’nın Eğitim Müşavirleri tarafından Bakanlığa muhtıra gibi bir yazı verilir. Bu yazıda özetle şu can alıcı cümleler yer alır: “Ankara’da açılmış bulunan Yüksek Öğretmen Okulu, şimdiye kadar öğretmen yetiştirmede yetersiz kalmış bulunan İstanbul’daki Yüksek Öğretmen Okulu’nun tamamen bir benzerini açmaktan ibaret kalmıştır. Yüksek Öğretmen Okulu bu statüde devam ettiği takdirde, biz Amerikalılar olarak bütün yardımları keseceğimizi üzülerek bildiririz. Ancak bu yoldan dönüldüğü takdirde, yardımların kesilmesi gibi bir tehlike asla melhuz değildir.”

Dönemin Millî Eğitim Bakanı Hilmi İncesulu, bu yazıya şu yanıtı verir: “Ben bağımsız bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bir Bakanıyım. Görevlerimin ne olduğu, neyi yapmam gerektiği hakkında başkalarından emir alacak değilim. Bu memleket, bir Yüksek Öğretmen Okulu binası yapmaktan aciz değildir. Biz İstiklâl Savaşlarından çıktıktan sonra bile neler yaptırdık. Bunu da yaptırırız. Amerikalılar yardımlarını kessin” Bu kararlı tutum, danışmanları susturmaya yeter ve model gelişmesini sürdürür.

İşte size bir MİLLİ EĞİTİM Bakanı örneği…

Peki günümüzde bu tutumu sergileyebilecek bir siyasi irade var mıdır? Maalesef bu komisyonun yaptığı biat eden diplomalı cahiller projesi ile bu iradeyi sergileyecek veya bu yapılanları sorgulayacak bir siyasi irade kalmamıştır.

Sorgulamaktan, düşünmekten, araştırmaktan aciz durumdaki insanlar bir şekilde belli noktalara getirilmiştir. Bu kişiler biat politikaları ile günden güne ülkemizin milli değerlerini yok etmeye devam etmektedir.

Halkımız medya oyunlarıyla adeta eskilerin deyimi ile aptal kutusu sayesinde olan bitenden uzaklaştırılıp sinsice düşünemez, göremez, yorumlayamaz hale getirilmiştir. Günden güne kendilerine bilinçsizce biat eden bir toplum oluşturulmaktadır.

Ülkemizin hatta dünyanın en büyük sorunu bu biat eden cahiller projesidir. Bu proje kimi yerde din, kimi yerde ırk, kimi yerde özgürlük adı altında sinsice uygulanmaktadır.

Belli bir gurubun kendi çıkarlarını ön planda tutmak ve modern bir sömürge sistemi oluşturmak çabasıdır bugün olanlar…

Ortadoğu ve az gelişmiş ülkelerde meydana gelen bütün karışıklıkların temelinde bu mevcuttur. Ülkemiz durumundaki ülkeler bu diplomalı cahilleştirme projesi ile günden güne sömürgeleştirilmektedir.

Bu durum karşısında yapılması gereken şey milli değerlerimizi korumak ve halkımızı bu milli değerler çerçevesinde bilinçli, sorgulayan, doğruyu yanlışı ayırt edebilecek bir şekilde yetiştirmektir.

Bu durum ise adı milli eğitim değil kendi milli eğitim olan bir sistemin oluşturulmasına dayanmaktadır.

Saygılarımla

Burçak YAZICI

http://blog.milliyet.com.tr/bizim-egitimimiz-ne-kadar-milli-/Blog/?BlogNo=325476

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 44 ziyaretçi (54 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol