Muhalefet Milleti Ne Kadar Temsil Ediyor?
Paylaş

MUHALEFET MİLLETİ NE KADAR TEMSİL EDİYOR?

Geçen 19 Mayıs töreninin kutlanması ile ilgili mahkeme kararı çıkarıldığında Ey muhalefet siz ne yaparsınız? Diye sorduğumda muhalefeti nasıl eleştirirmişim denilerek çok şükür edilmedik küfür kalmadı.

Eskiden olsa ağlar sızlardım artık bende eşeksemeye başladım galiba umurumda olmadı.

Bu yazımın hemen bir sonra ki gününde ise özellikle vurgulamak için Şeytan emekliliğini istedi diye bir yazı yazdım ve sadece 19 Mayıs’ın değil bütün milli bayram ve günlerin kutlamalarının kısıtlanmakta olduğunu dile getirdim.

Pek ilgilenen olmadı…

Üzerinden 1 hafta geçti ve gelen açıklamalar ortada…

Elveda milli bayramlar ve günler denildi…

Önümüzde bir 19 Mayıs var ve mahkeme kararına alkış yağdıranlar şimdi neredesiniz? Bir tek TGB bir şeyler organize etmek için uğraşıyor. Gerçi onlarında Viva 19 Mayıs söylemi hoşuma gitmiyor açıkçası…

Fakat eksiklerle olsa bile çabalayan tek oluşum TGB olduğu için kutluyorum.

Şimdi o gün bana küfür edenlere soruyorum.

Sizin körü körüne bağlandığınız partileriniz nerede?

Ben o eleştirimde ne bir partiyi ne bir genel başkanı eleştirdim. Benim eleştirdiğim nokta mecliste muhalefet görevinin yerine getirilmeyişi idi.

Şimdi soruyorum meclis çatısı altında muhalefet olan partiler gerçekten üstlendikleri misyonu yerine getiriyor mu?

Önümüzde 19 Mayıs kutlamaları var ve bireysel çabalarla okullarda bu kutlamaları organize etmeye çalışan bunu bir gençlik şölenine çevirmeye, sesini duyurmaya çabalayan öğretmenler biliyorum. Bu organizasyonlara sponsor bulmak için oradan oraya koşuşturan öğretmenler ve öğrenci arkadaşlarım mevcut. Aralarında harçlıklarından bir lira iki lira toplayarak bu törenleri düzenlemeye çalışan öğrenciler varken…

Soruyorum siyasi partilerimizin düzenlediği bir organizasyon duyanınız var mı?

Katil başına özel doğum günü organize eden çapulcu sürüleri kanal kanal gösterilirken bir milli bayramımız için kutlama yapmaktan kaçınan bir siyasi oluşum bizi ne kadar temsil ediyor. Bunu eleştirmekte haksız mıyım?

Mustafa Kemal ATATÜRK’ün TÜRK GENÇLİĞİNİN EL KİTABI’nı okuyanlar bilir VATAN SAVUNMASI başlığı aynı şu şekilde başlamaktadır;

“ Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O sathı, bütün vatandır. Vatanın, her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça, terk olunamaz. Onun için küçük, büyük her cüzütam, bulunduğu mevziden atılabilir. Fakat küçük, büyük cüzütam ilk durabildiği noktada, tekrar düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki cüzütamın çekilmeye mecbur olduğunu gören cüzütamlar, ona tabi olmaz. Bulunduğu mevzide nihayete kadar sebat ve mukavemete mecburdur.

Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mutlu olacaktır. Çünkü kendi selametini, kendi saadetini memleketin ve milletin saadet ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur. ( Nisan 1922) “

İşte benim muhalefeti eleştirdiğim nokta burada başlamaktadır. Evet geri adım atılabilir, gerilemek zorunda kalınabilir ama durduğunuz noktada bir kişi bile olunsa vatan savunmasına devam edilmelidir. Muhalefet partilerimizde yapılan mücadele ne oranda vardır? Bu mücadele vatandaşa ne şekilde yansıtılmaktadır? Mücadele etmeye çalışan vatandaşın önünde olması gereken muhalefet neden vatandaşın yanında bile durmamaktadır/duramamaktadır?

Kızılsa da küfür edilse de ben olduğum yerde durmaya devam ediyorum, devam edeceğim. Son olay benim haklı olduğumun göstergesi değil mi? Mahkeme kararı çıkartıp 19 Mayıs törenleri kutlansın dedirten vatandaşın bu çabalarına rağmen muhalefet yine vatandaşının yanında duramadı…

Törenlerin kısmen kısıtlanması kararnamesi meclisten geçerken muhalefet nerede idi? Vatandaşın çıkarttırdığı mahkeme kararının üzerinden daha bir hafta geçmeden bütün milli bayramlar ve milli günler için kısıtlama getirildi ve muhalefetten tek bir ses çıkmadı. Şimdi soruyorum;

Ey muhalefet sen neredesin?

Yukarıda belirttiğim TÜRK GENÇLİĞİNİN EL KİTABI’nın Cumhuriyet başlığı altında özellikle ülke yönetimine talip olacaklarının vasıfları Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından şu sözlerle açıklanmaktadır;

“ Başa geçeceklerin, her ne olursa olsun, hedeften dönmemesi, memlekette barınabilecekleri son noktada, son nefeslerini verinceye kadar, amaç uğrunda fedakarlığa devam edeceklerine işin başında karar vermeleri gerekmektedir. Kalplerinde bu kuvveti duymayanların işe girişmemeleri elbette daha iyidir. Çünkü bu takdirde, hem kendilerini ve hem de milleti aldatmış olurlar. ( 1919 ) “

İşte Mustafa Kemal bu sözlerle lider konumunda halkın önünde yer alacak olanların nasıl olması gerektiğini vurgulamıştır.

Peki bu vurguya uyan, uygun davranan, davranmaya çalışan bir oluşum var mıdır?

Benim bunu sorguluyor olmam suç ise…

Buyurun istediğiniz gibi küfür ve hakaret edin…

Ama…

Bir dakika şöyle durun ve düşünün…

Körü körüne bağlılık göstermek hataları görmezden gelmek çözüm mü yoksa bu hataya ortak olmak mıdır?

İşte buna bir karar vermek gerekmektedir…

Ben 19 Mayıs günü bireysel olsa da bir şekilde bu töreni organize eden etmeye çabalayan bir öğretmenimizle, arkadaşlarımızla birlikte olacağım ve tüm kısıtlamalara rağmen geri adım atmadan kutlayacağım bayramımı…

Peki şimdi soruyorum;

Vatandaş bize kendisini temsil etme yetkisini verdi diyen ve meclis kürsüsünden yemin eden siyasetçilerimiz siz nerede olacaksınız? Bu bayramda size temsil yetkisi veren Türk Milletini ne şekilde temsil edeceksiniz?

Saygılarımla.

Burçak YAZICI

07/05/2012

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 13 ziyaretçi (17 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol