Sesimi Duyan Var Mı?

SESİMİ DUYAN VAR MI?

Dünya alarm veriyor…

Çığlıkları duymuyor muyuz? Yoksa duymak işimize mi? Gelmiyor…

Doğa hayat demek, yaşamın kaynağı demek, dünyanın temel taşı demek…

Peki bizler ne yapıyoruz, neden bu düşmanlık…

Tek tek kendi ellerimizle doğayı katlediyoruz. Geleceğimizi yok ettiğimizin farkında değil miyiz? Yoksa…

Birileri Napolyonlarına Napolyon katacak diye dünyayı uçurumun kenarına sürüklüyor ve bizlerde buna seyirci kalıyoruz.

Felaketler çığ gibi üzerimize gelmekte görüyoruz ama yinede aynı hataları yapmaya devam ediyoruz. Ne gariptir ki, ondan sonrada doğadan kaynaklanan felaketlere çözümler üretmeye çalışıyoruz. Sen önce dengeyi bozacak ne varsa yap sonra çözüm üretmeye çabala…

Gülsek mi? Ağlasak mı? Bilemiyorum.

Bu mu? Bizim doğaya saygımız…

Ağaçları keseceksiniz, suları kirleteceksiniz, havayı boğacaksınız her türlü katliamı yapacaksınız ve sonra doğal felaketlere çözümler üretmeye çalışacaksınız…

Mustafa Kemal ATATÜRK bataklığı kurutup Orman Çiftliğine çevirmişti. Doğaya verdiği önemi göstermek için bizlerde ormanları katledip çöle çeviriyoruz. Doğaya olan sevgi ve minnettarlığımızı onu katlederek gösteriyoruz.

Unuttuğumuz bir şey var dünyamızın bize yaşamını devam ettirmek için ihtiyacı yok fakat bizlerin hayatımızı devam ettirmek için doğaya ve dünyaya ihtiyacı var. Bizler intihar edercesine doğayı katlediyoruz ve adım adım sonumuzu getiriyoruz.

Eski insanlar kendilerince doğaya önem verişlerini göstermişlerdir…

Biliyor musunuz ki; her bebek doğduğunda o bebek için bir ağaç fidanı dikilirmiş aile büyüklerince…

Şu meşhur bir dikili ağacım bile yok sözü de buradan gelmekteymiş. Bugün ise koskoca ağaçlar sökülmekte araziler açılmak, fabrikalar kurulmak için…

İşte doğaya günümüzde verilen önem…

Dünya Napolyon babalarına artık yetmez oldu. Hep daha fazlası diyerek hareket eden bu Napolyon babaları tıpkı altın yumurtlayan tavuk misali doğayı yok edecekler, daha fazla Napolyon diyerek…

Belki gün gelecek çocuklar yeşil rengi, deniz mavisini, ay ışığının yakamoz oluşturmalarını masallarda dinleyecekler.

İleride insanlar çocuklarına isim verirken fidan, deniz, doğa, orman, ağaç, şelale, ayışığı gibi isimler verecek nesilden nesile aktarılsın unutulmasın diye…

İleride bu Napolyonlarda doğaya katkı için banknotlarının üzerine orman, deniz, ağaç gibi doğa resimleri basarlar. Kendileri doğayı çok sevip korurlar ya!

Bugün doğanın çığlığına kulak vermeyenler yarın bunun hesabını verebilecekler mi? Hiç zannetmiyorum. Birilerinin çıkıp bunun hesabını da soracağını zannetmem zaten…

Dünya üzerinde yapılanların yapanın yanına kar kaldığı sürece bu doğa katliamının önüne geçemeyiz ve kendi ellerimizle kendi sonumuzu hazırlamaya devam ederiz.

Bak dinle çığlıkları; ağaçlar ağlıyor, martıların sesinde hüzünlü bir yok oluş şarkısı, hava kirlilikten nefes alamaz olmuş içten içe öksürmekte duymuyor musunuz?

Yazık doğa haykırıyor, ölüyorum diyor çığlık çığlığa…

Ve…

Bizler durmuyoruz devam ediyoruz bu yok oluşu hızlandırmaya…

Doğayı kaybettik, başımız sağ olsun…

Burçak YAZICI

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 47 ziyaretçi (58 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol