Nükleer Mi? Çıkar Mı?

NÜKLEER Mİ? ÇIKAR MI?

Ret edilemeyecek bir gerçek var ki o da ülkemizin enerji ihtiyacı…

Fakat unutulmaması gereken bir gerçekte var ki; nükleer santraller şu anda dünyanın başına bela olmuş durumdadır.

Enerji için başka alternatifler bulabiliriz ama bir felaket durumunda yaşadığımız yerin veya hayatımızın alternatifi yoktur.

Bu bakımdan baktığımızda enerjiyi temin etme veya üretme yolları çeşitli iken felaket durumunda olayları geri döndürme şansımızın olmadığı açıktır. Peki bu durumda neden bu ısrar diye düşünmeden edemiyor insan.

Bunun altında muhakkak ülkemiz tarafından bağlayıcı bazı anlaşmalar yatıyor diye düşünürken birden tesadüf eseri gördüm ki, bu santrallerin kurucusu ve ortağı konumunda olan firma Çalık Gurubu…

Acaba demeden edemiyor insan bu ısrarın nedeni bu mu? Diye…

Birde bir yazı okumuştum bizim Bor madenlerinle çalışan araba üretilmiş fakat patent bekleniyormuş. Arabada enerji kaynağı olarak kullanılabildiğine göre bu madenler enerji üretiminde de kullanılabilir demektir. Ülkemizde bol miktarda var. Nükleer Santrallerine yapılacak yatırımlar yerine bu madenleri değerlendirmek ve enerji üretmek daha mantıklı değil mi?

Yoksa bunun içinde Etibank’ın ABD’ye satışı mı? Beklenmekte…

Çünkü bu madenler Etibank’ın işletmesinde ve satış gerçekleştiği anda kullanım hakkı alıcı firmaya geçecek. Bizim enerji kaynağımız olabilecek bu madenlerde ABD’nin enerji kaynağı haline gelmiş olacak.

ABD olsun AB devletleri olsun bilindiği üzere kendi ülkelerinde kaldırdıkları teknolojileri veya kendi ülkeleri için tehlikeli gördüklerini bizim gibi gelişmesini tamamlayamamış ülkelere yamamaktadır. Bu durumda böyle bir yamama durumu olarak ta göze çarpmaktadır. Bir noktada çöp olan eski teknolojileri paraya çevirmekteler.

Sonuçta bu büyük devletler kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmekteler bunu kınamıyorum. Fakat ufak çıkarları için ülkelerinin geleceğini satmaya kalkanlar…

İşte onlar kınanmalıdır…

Netice itibarı ile enerji için çeşitli kaynaklar sunulabilir ama bir yok oluşun telafisi olmaz. Bu yüzdende Nükleer Santrallere hayır demek gerekir. Tabi çıkarlarından dolayı kulaklarını bu haykırışlara tıkayanlara duyurabilirsek…

Saygılarımla

Burçak YAZICI

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 4 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol