ACABA…

İlham perisi gelmiş oturduk sohbete ne olacak bu toprak satışı meselesi, bilgin var mı? diye sordum.

Boş boş yüzüme baktı. Sanki benim branşım değil, ben şiir, edebiyat, resim gibi güzel sanatlardan anlarım demek istiyordu bakışlarında…

Sessizce başını eğmesinden anlamıştım…

Gülümsedim hafifçe, üzülme şimdi buluruz bir çaresini diyerek masanın üzerinde duran çikolatayı açtım, aldım sol elime daha ilk ısırıkta şeytan damlayı verdi.

O dedi bakıyorum çikolata ile besliyorsun beni…

Gülümsedim tatlı yiyelim tatlı konuşalım diye çikolata ile başladım dedikten sonra, ne olacak bu toprak satışı senin bilgin vardır, nede olsa siz aynı geminin içinde yolculuk ediyorsunuz, kulağına gelenleri bir anlat?

Durdu biraz bekledi hadi ama dedi bir ısırık daha al çikolatadan…

Yok öyle yağma dedikten sonra sağ elime aldığım çikolatayı yemeye devam ettim.

Tamam tamam dedi…

Ve…

Anlatmaya başladı…

Trakya’da Çerkezköy Karataş mahallesinde kaç yıldır istimlak adı ile halkın elinden toplanan arazilere kimler getirildi yerleştirildi hiç fark ettiniz mi? O bölgeden başlayarak Saray-Vize-Pınarhisar-Demirköy güzergahındaki arazileri kimler topluyor? Kimin için bu araziler satın alınıyor?

Yada…

Üç kuruş fazlayı gören hiç bunları düşünmeden bu arazileri neden satıyor?

Biliyor musun? Dedi…

Şaşırdım hafif duraksadıktan sonra , ne yani dedim bu arazileri yıllarca öncesinden toplamaya başlayanlar bunu biliyor muydu?

Diğer tarafa bir bak dedi Lüleburgaz üzerinden, Tatarköy, Hamitabat, Celaliye, Osmancık, Devçatağı, Bayramdere, Üsküp ve Kızılcıkdere organize sanayi ile Dereköy sınırına kadar olan arazileri toplayanlar ne olacak? Onlar bu arazileri kim için topladı?

Bir düşün bakalım bunlar aynı kişiler olabilir mi?

Hadi ya deme fırsatını bulmuştum ki…

Dalgınlıkla yine sol elime aldığım çikolatayı ısırdım…

Pek bir keyiflendi başladı saymaya…

Şimdi düşün bakalım dedi Sosyal proje kapsamında Yıldız dağları fauna projesini neden AB kendi bünyesine istemekte…

Israrla proje de tek yetkili biz olalım bütün yetkiyi bize bırakın demeleri ne kadar mantıklı…

Sence doğa sevgisi mi?

Yutkundum…

Dur dur bitmedi dedi…

Bunları topla şöyle kafanda…

Şimdi bir de şu meşhur çılgın projeyi üzerine koy…

Hani şu yeni yapılacak kanal…

10 milyar euro’ya yapılması planlanan ve gıkını çıkarmadan ABD ve AB sponsor oluruz diyordu. Düşün şimdi o kanalın Avrupa Kısmında kalan araziler ile bu toplanan araziler nasılda üst üste oturdu değil mi?

Hadi be dedim…

O kadar da saf mı bizim idareciler sende git işine şeytan…

Güldü…

Tıkanınca kapağından yalazların dışarıya pufladığı sobalar gibi ağzından alevler çıkara çıkara güldü…

Ey çocuk dedi…

Sen bana çikolatandan iki ısırık verdin ben sana bu bildiklerimi sattım…

Senin idarecilerinin yaptığı servetleri bir düşün bakalım…

Bu servetleri yapmak için neleri sattılar hesapla…

Deyip gitti…

Giderken de bağırıyordu bir yandan şu ithal kurbanlıklar neden Avrupa yakasından öte yakaya geçirilmedi düşün diyordu…

Uzaklaşan şeytandan duyulan son cümleler Lüleburgaz Dereköy hattındaki bulunup da çıkarılmayan petrol yataklarını araştır, Çerkezköy –Demirköy- Yıldız dağları hattındaki altın madeni rezervlerini incelemeyi unutma …

Olmuştu…

Sustum…

Yutkundum…

Acaba diye düşünmeye başladım…

Burçak YAZICI