Unutulmak mı? Acı Yoksa Kuru kuruya Bir Günde Hatırlanmak Mı?

UNUTULMAK MI? ACI YOKSA KURU KURUYA BİR GÜNDE HATIRLANMAK MI?

Yumuk yumuk ellerini ilk tuttuğunda bütün acıları dinmişti. Yüreği delicesine çarpıyordu. Çılgın duygular kabarmış adeta bedenini çiğneyip taşmıştı. Yıllarca kendinden bile sakınmıştı o küçücük yüreği…

Aynaya baktığında yüzündeki her çizgide ondan bir hatıra gizliydi…

Şimdi buğulanmış pencerenin arkasından sokak kapısını gözlüyordu, gelecek miydi ? Acaba…

Yoksa yine kuru kuruya bir telefon mu? Açılacaktı. Olmadı anne işlerimiz yoğun gelemiyorum ama biliyorsun seni çok seviyoruz mu? Denecekti.

Kokusunu özlemişti yavrusunun hatırlaması veya hediye getirmesi önemli değildi. Teninin sıcaklığını buram buram evlat kokusunu hissetmek istemekteydi, yalnızca…

Düşünüyordu kendince…

Bir yandan da şükrediyordu…

Ben hiç değilse sağ olduğunu biliyorum sesini duyuyorum arada…

Ya evlatlarını toprağa veren analar ne yapsın…

Onlar şimdi mezarları başında, evlatlarının başları yerine buz gibi mezar taşlarını okşuyorlar diyerek içindeki üzüntüyü paylaşıyordu.

Oda arkadaşı Zehra erkenden çıkmıştı. Şehit oğlunun kabrini ziyarete gitmeye…

Zehra biliyordu oğlu gelmek istese de gelemeyecek diye…

Büyüklenmemişti ben anneyim o gelsin diyerek ve yaşına, romatizma ağrılarına aldırış etmeden koşmuştu şehitliğe oğlunun anneler gününü kutlamaya…

Binlerce şehit anası kabirleri başında evlatlarının, başları dik hüzünlerini içine akıtarak evlatları ile kucaklaşıyordu adeta, buz gibi mezar taşlarında evlatlarının sıcaklığını hissetmeye çalışıyordu.

Diğer tarafta ise binlerce çocuk ellerini öpecek bir ana hasreti ile yanıp tutuşuyordu.

Ayşe’de bunlardan biri idi sadece hediyesini hazırlamıştı çoktan ama verecek bir annesi hiç olmamıştı. Yıllardır yuvada kendisine anne şefkati ile yaklaşan Mualla teyzeyi anne seçmişti kendisine geldiğinde boynuna sarılacak ellerini yanaklarını öpecekti. Hediyesini verecek kendisine teşekkür edecekti. İlkokula başladığı günün sabahı saçlarını örüp önlüğünü ilk Mualla anne giydirmişti Ayşe kıza… Fatma öğretmen sabah erkenden kalkıp hazırlanmıştı. Nasip olmamıştı kendisine çocuk sahibi olmak ama o binlerce çocuk yetiştirmişti. Manevi evlatları ve torunları gelecekti. Böyle günlerde olsun hatırlanmak ve ziyaret edilmek mutlu ediyordu Fatma öğretmeni…

Ve…

Binlerce çocuk sokak köşelerinde anne diyecek birini ararken binlerce anne evlat sevgisi ile yanıp tutuşmaktaydı.

Oysa…

Binlerce anne ise evlatları tarafından hatırlanmayı birkaç dakikalığına da olsa ana olduğunu hatırlamayı istemekteydi.

Bir tarafta ise analarını kaybetmiş kuzular misali hıçkırıklarını içine akıtmaktaydı dünün çocukları bugünün anneleri, babaları…

Unutulmak mı? Daha acıydı, yoksa kuru kuruya böyle günlerde hatırlanmak mı? Buna karar veremiyordu yorgun yürekler…

İşte bugün anneler günü; annelerimizi kaybettikten sonra acısını yaşamak yerine annelerimize sarılarak bugünün mutluluğunu yaşayalım.

Başta kendi annem olmak üzere tüm annelerimizin ellerini ve yanaklarını sevgi ile öper anneler gününü kutlarım. Bugün ellerini öpecek çocukları olmayan analarımızın, evlatlarını şehit vermiş analarımızın, evlatları tarafından unutulmuş analarımızın, ellerini öpecek anaları olmayan çocuklarımızın, analarını kaybetmiş kuzularımızın anneler günü kutlu olsun…

Sevgi ve saygılarımla

KIZINIZ…

Burçak YAZICI

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 28 ziyaretçi (34 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol