Sıra Türk Bayrağındaki Kırmızıda Mı?

SIRA TÜRK BAYRAĞINDAKİ KIRMIZIDA MI?

2010 yılı Ocak ayı itibarı ile Cumhurbaşkanlığı Forsundaki kırmızı renk değiştirilmiştir. Bu tasarımı yapan kişi ise Cumhurbaşkanımızın eşidir.

Yeni Forsta kırmızı zemin yerine krem-bej bir zemin kullanılmaktadır.

Orijinal Fors ilk kez Atatürk tarafından İzmir’e girerken otomobiline çekilerek kullanılmıştır.

İlk yasal düzenlemesi ise 22 Ekim 1925’te çıkartılan “Sancak Talimatnamesi”dir.

Daha sonra 1936 da “Türk Bayrağı Kanunu” ve 1937’de 2/7175 sayılı Kararname ile “Türk Bayrağı Nizamnamesi” kabul edildi. Bunun 36.maddesi Cumhurbaşkanlığı Forsunun ölçü-şekil ve rengini tanımlar.

Halen yürürlükte olan 1985 tarihli “Türk Bayrağı Tüzüğü”nün 36. maddesi ise; ‘tanıtıcı bayrak ve forslar şekil, ölçü ve renk özellikleri yönünden tescil edilmedikçe kullanılamaz’ der.

Şimdi bu yasa değiştirilmeden nasıl oluyor da Cumhurbaşkanlığı Forsu değiştirilmektedir. Burada yapılmak istenen renk düşmanlığımı yoksa bu Forsun tasarımının Mustafa Kemal ATATÜRK’e ait olmasına karşı bir düşmanlık mı?

Plakalarda kırmızı renkli şeritler sökülecektir denilerek bayrağımıza yapılan hakaret aslında bu bayrağa kanları ile rengini veren şehitlerimize yapılmaktadır.

Cumhurbaşkanlığı Forsunun ortasındaki güneş; Türkiye Cumhuriyetini ve onun sonsuzluğunu simgeler. 16 yıldız ise tarihteki bağımsız 16 büyük Türk Devletini simgeler. Zemindeki Kırmızı Renk ise Türk Bayrağının rengidir. Öyle olduğu da Sancak Talimatnamesi’nden beri yazılır.

Bayrağımızdaki ve Cumhurbaşkanlığı Forsundaki Kırmızı Renk aziz şehitlerimizin kanının rengidir.

Türk Bayrağı, Cumhuriyetimiz, bağımsızlığımız uğruna şehit olanlara saygı ve sevgimizin, minnettarlığımızın ifadesidir.

Niçin Türk Milleti-Türkiye Cumhuriyeti için şehit olanlardan bu denli rahatsız olunmaktadır?

Her gün açık şekilde Türk Milletine karşı yapılan bu saldırılar ne medyada yer almakta ne bu vatanın gerçek sahibi olan Türk Milletine açıklanmaktadır.

Bütün bunlardan sonra sırada bayrağın rengini değiştirmek mi? Var…

Bu hafta şehitler haftası o kadar değer veriyoruz ki şehitlerimize analarını susturuyorlar sessiz kalıyoruz, kanları ile renk verdikleri bayrağı ve Cumhurbaşkanlığı Forsundan kanlarının rengini söküp atıyorlar fark bile etmiyoruz.

Burçak YAZICI

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 32 ziyaretçi (40 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol