Bunlar Milletvekili Olursa Ben Bakanlığa Adayım...

BUNLAR MİLLETVEKİLİ OLURSA BEN BAKANLIĞA ADAYIM…

Milletvekili aday adayları…

Bir bakıyorum aday adaylığını açıklayanlara vay be diyorum…

Ülkemizin yönetimi, halkın temsili bunlara kaldıysa yandık…

Hakan Şükür, Tanju Çolak vurulmasa İbrahim Tatlıses bunlar ilk göze çarpanlar diğerlerinde de pek farklı bir durum yok aslında…

İşin tuhafı bu insanlar öyle bölgelerden adaylar ki; burada hiç yaşamamışlar bu bölgenin sorunlarından nasıl haberdar olacaklar o bölgenin insanlarını dahi tanımıyorlar ve onları mecliste temsil etmeye talipler… yazık çok yazık… Bir bakıyorum aday adayları gene zengin kitlesinden oluşmakta bunlar bizim Türk Milletini ne kadar temsil edecek. Hepsi bir eli yağda bir eli balda olan insanlar…

Hani bir söz var ya!

Tok, açın halinden ne anlar…

İşte bunlarda bölgelerinin vatandaşlarının durumlarından ne anlar. Asgari ücret alan bir insanın nasıl yaşadığını yada yaşamak için nasıl çırpındığını nereden bilirler. Seçim bölgelerine muhtemelen seçim zamanlarının dışında uğramayacaklardır bile…

Ve…

Bizlerde bunlardan sorunlarımıza çözüm bekleyeceğiz. Gülerim ağlanacak halimize…

Şakayla karışık kendi kendime kızıyorum…

Bunların milletvekili olduğu yerde ben bakanlık yaparım diyorum. Ama bir yandan da acı gerçekler ortada yine sandık başına gidenler bunun hesabını yapmayacak ve kalkıp bunları meclise taşıyacak…

Ondan sonra feryadı figan tiyatrosu kaldığı yerden devam edecek. Hep bir ağızdan söylemeye devam edecekler; ‘’ yangın var, yangın var ben yanıyorum…’’ Tabi boşuna dememişler insanlar hak ettiği şekilde yönetilirmiş diye… Bunları başına yönetici, idareci seçenlerde bu şekilde yönetilmeyi hak ediyordur elbet…

Bir yandan Mustafa Kemal ATATÜRK’ün verdiği talimatla istediği milletvekillerini düşünüyorum.

Ne demişti; ‘’ Bölgenin ileri gelenlerinden, bilgili, sözü dinlenen, bulunduğu bölgenin insanını ve sorunlarını tanıyan temsil heyeti üyeleri seçilecektir.’’

Şimdikiler ne diyor…

‘’ Bölgenin önemi yok, bilgili olması sıkıntı yaratır, biat sistemine uyum sağlayacak, bizler götürürken çuval taşımaya yardımı dokunacak kişiler aday olabilir…’’

Bunu göre göre de oy verip bunları seçenlerde zaten bunu hak ediyorlardır. Bir ablam demişti mecliste çiğ köfte partileri veriliyormuş zamanında, araştırdım ve hem üzüldüm hem güldüm. Bu ülke boşuna bu durumlara düşmemiş. Şu anda sanki meclisin durumu daha mı? İyi. Değil tabi baksanıza hırlısı, hırsızı, teröristi, kaçakçısı, naylon faturacısı hepsi demir atmış meclisteki ceylan derisi koltuklara…

Bunlar vatandaşa hizmet eder mi?

İyi güzelde bunları nasıl seçtiniz diye sormakta biz yeni yetişenlerin hakkı değil mi?

Bu kadar mı? Açtınız. Birkaç torba kömüre, birkaç paket makarnaya bu memleketi satmak bu kadar mı? Kolaydı.

Hangi zihniyetle bunları meclise taşıdınız.

Taşırken çaldıklarınız yetmedi, meclise girin de memleketi toptan mı? Satın dediniz?

Hadi siz kendi geleceklerinizi yok saydınız ama bizim geleceğimizi karartma hakkını sizlere kim verdi? Kendinizi boş verin. Çocuklarınızın yüzüne bakarken utanmadınız mı?

Adam gibi bir yönetim seçmekten acizsiniz madem, madem bu işi beceremiyorsunuz o yapılan masrafa yazık neden seçim yapıp oy kullanıyorsunuz.

Birde kalkıp demokrasiden haklarımızdan söz ediyorsunuz…

Yazık çok yazık…

Sizler bugüne kadar kendi hakkınızı savunamamışsınız, kendinizi yönetecek adam gibi insanları seçmeyi başaramamışsınız, bizlerin mi? Hakkını savunacaksınız…

Demokrasi, demokratik hak demek gidip oylarınızla birilerini milletvekili seçmek, Cumhurbaşkanı, başbakan seçmek değildir. Bu ülkeye hizmet edecek senin sorunlarına çözüm üretecek insanlara bu yetkiyi vermektir. Seni meclis kürsüsünde ve her türlü platformda en iyi temsil edecek insanları görevlendirmektir.

O makam da, birilerinin oturup soygunculuk yapacağı, yandaşlarına nemalar sağlayacağı bir makam değildir. Orası Türk Milletinin ve Türkiye Cumhuriyet’inin ileriye taşınmasını, halkın sorunlarının çözülmesini sağlaması gereken bir makamdır.

Orada oturanlara ve onları oraya oturtanlara duyurulur…

Saygılarımla

Burçak YAZICI

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 32 ziyaretçi (39 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol