Suriye Yonetimini Kinayan Siyasetcilerimize
Paylaş

SURİYE YÖNETİMİNİ KINAYAN SİYASETÇİLERİMİZE…

Arap baharı ile Ortadoğu karıştığından beri medyada sürekli siyasetçilerimizin ABD ve AB açıklamalarını takiben yaptıkları yönetimi uyarma ve kınama mesajlarını takip ediyoruz.

Düşünüyorum bu ayaklanmaların başladığı ülkelerde iyi veya kötü bir yönetim var ve bu ayaklanmalar aslında orada o yönetime karşı yada diğer bir deyimle o ülkeye karşı çıkarılmış iç isyanlardır. Burada bu ayaklanmaların doğruluğunu yada yanlışlığını tartışmak bana düşmez.

Fakat netice itibarı ile bunlar devlete karşı yapılan ayaklanmalardır. Devlette bu ayaklanmaları bastırma mücadelesi vermektedir. Burada uygulanan katliamları onayladığım anlamı çıkarılmasın sakın fakat her iki tarafta kendince silahlı mücadele içindedir.

Şimdi bu ülkelerdeki yönetimleri kınayan ABD ve AB neyin peşindedir bunu düşünmek lazım. Diğer taraftan ise bizim siyasetçilerimiz papağan misali ABD ve AB açıklamalarını dile getirip kınama ve uyarı mesajları yayınlamaktadır.

Peki zaman gelip birileri çıkıp bizim hükümetimizi kınarsa…

Kardeşim sen nasıl olurda PKK’ya karşı silahlı operasyonlar yaparsın derse…

İşin bu boyutunu düşünen siyasetçi yok galiba…

Şimdi bizdeki PKK ile orada hükümete karşı ayaklananlar arasında ne gibi fark var. Sonuçta her iki tarafta devleti tanımayarak devlete karşı isyan etmiş durumdadır.

Siyasetçilerimiz ve devlet yetkililerimiz aslında bu açıklama ve kınamalarla kendi kendilerine PKK’yı meşrulaştırmış olmuyorlar mı?

Bugün Suriye’ye uyarı çeken ABD-AB-İsrail ortaklığı yarın ülkemize PKK konusunda kınama çektiğinde ve bizleri müdahale etmekle tehdit ettiklerinde hangi yüzle cevap vereceksiniz. Bugün sizlerin isyancıları desteklediği gibi yarın birileri çıkıp PKK’yı meşru olarak desteklediğinde o zaman ne diyeceksiniz.

İşte durumu görmeden sadece gelen emir üzerine bu kınamaları yapan siyasetçilerimiz aslında bu olayda da göstermektedir ki, Türk Milletinin değil ABD-AB-İsrail koalisyonunun siyasetçileridir.

Gerçek anlamda kınanması gereken aslında bu ülkelerde isyan çıkarttırarak insani müdahale adı ile buralara yerleşme hesabı yapanlardır.

Unutmayalım ki; gün geldiğinde aynı hesabı bizim ülkemiz içinde yapacaklardır ve o zaman bugün bizlerin kınadığı ülkelerde bizlere halkın sesine kulak ver NATO’nun insani müdahalesini destekliyoruz diyecektir.

Burçak YAZICI

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 42 ziyaretçi (52 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol