Amerika Kapitülasyonları

AMERİKA KAPİTÜLASYONLARI …

İkili anlaşmaların en belirgin özelliği ülkemize yapılan para yardımı veya verilen kredilerle birlikte gelmesidir. Yani siyasi iktidarların günü kurtarma çabaları ile sarıldıkları bu yardımlar ve borçlar ülkemize sürekli olarak yapılan ikili anlaşma olarak dönmüştür.

Neye imza atıldığı ne tavizler verildiği vatandaştan gizlenen bu anlaşmalar daha sonra ülkemizi ve geleceğimizi ipotek altına almışlardır. ABD, anlaşmalarda kendince eksik gördüğü konuları, Türk Hükümetine verdiği notalarla çözmüştür. Örneğin; Askeri Kolaylıklar Anlaşmasının imzalandığı gün, ABD bir nota vermiş ve bu nota Türk Hükümetince hemen kabul edilmiştir.

Amerikan personeline, diğer NATO ülkelerinde olmayan ayrıcalıklar tanıyan bu nota, TBMM'nin gündemine bile getirilmemiştir. Notanın 2.maddesine göre, Türkiye'ye giren ve çıkan Amerikan askeri personelinin giriş ve çıkışlarını Türk Hükümeti kontrol edemeyecektir.

O yıllarda Türkiye'de değişik yerlerde 30 binden fazla Amerikan askeri olduğu ve uygulamanın Türkiye'de iş yapacak olan Amerikalı müteahhit ve çalışanlarına kadar genişletildiği göz önüne alındığında, konunun önemi daha iyi anlaşılacaktır. Amerikalıların ülkelerine dönerken kullandıkları ev eşyalarını, gümrüksüz satabilmeleri bile bu anlaşmada yer almıştı.

23 Haziran 1954 tarihli "Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri Arasındaki Vergi Muafiyetleri Anlaşması" yalnızca Amerikalıların yararlandığı bu özel anlaşma, Türkiye'deki ABD varlığını, adeta devlet içinde devlet haline getiriyordu.

Amerikalılar Türkiye'deki çalışmalarında; vergisiz, gümrüksüz, denetimsiz ve yargı organlarından uzak yasa üstü bir konum elde ediyorlardı. Bu konum, 19.yüzyıl kapitülasyonlarını bile aşan ayrıcalıklar içeriyordu. İşte ABD ülkemize yardım verdiği bizleri borçlandırdığı bu anlaşmalarla aslında ülkemizi sessiz sedasız işgal etmektedir. Bu anlaşmalara imza atarak ülkemizin işgaline destek veren siyasetçilerimiz ise bu anlaşmaların ardından ekranlarda bir zafer edası ile boy göstererek bu anlaşmaları vatandaşa bir başarı olarak göstermektedirler.

Günümüzde yapılan bir çok ikili anlaşma mevcuttur. Hele şu son dönemde adeta ABD’yi mekanları haline getiren siyasi iktidar nerede ise her gün yeni bir anlaşmaya imza atmaktadır. Peki bu anlaşmalarda hangi maddeler vardır ve ülkemizden hangi tavizler verilmektedir. Bu açıklanmamaktadır, BOP eşbaşkanı oldum denilen anlaşmada acaba ülkemizin neresi işgal edilmiştir.

Yapılan bu ikili anlaşmaların bir başka dikkat çekici unsuru ise ülkemizde üretimi durdurmaya yönelik olmasıdır. Dikkat ettiğimizde görünen şudur ki; sen üretme diyerek üretilen ürünler gerektiği noktada hibe olarak dahi ülkemize verilerek siyasi iktidarın ülke üretimini durdurması sağlanmıştır. Bunun sonrasında ise üretimdeki firmalarımız zora sokularak bir bir yabancı sermaye tarafından ele geçirilmiştir. Gelinen noktada üretmeyen ama her gün daha fazla tüketen bir ülke durumuna getirilerek dışarıya olan bağımlılığımız arttırılmıştır.

Bir zamanların kendi kendine yetebilen nadir ülkelerinden biri olan ülkemiz siyasi iktidarların hataları ile dışa bağımlı bir hale getirilerek sömürgeleştirilmektedir.

Bu gün çoğumuzun, bırakın çoğumuzu hiçbir vatandaşımızın ne için yapıldığını bile bilmediği bu anlaşmalarla ülkemiz silahsız işgal edilmektedir.

İşte bu anlaşmalar yüzünden siyasi iktidar ABD’nin onayı olmadan hiçbir girişimde bulunamamaktadır.

Günümüze gelene kadar hiçbir iktidar yapılan bu anlaşmaları bozmayı başaramamıştır. Bundan sonra gelecek iktidarlarda bu anlaşmalara dayanarak yine ABD tarafından belirlenecektir. Çünkü ülkemizde bu ABD kapitülasyonlarını kıracak bir irade oluşması ABD’nin çıkarlarına ters düşeceğinden bu iradede olan bir siyasi partinin iktidara gelmemesi için ABD gereken her oyuna başvuracaktır.

Burada görev vatandaşa düşmektedir siyasilerin hatalarını düzeltmek ve ABD sömürüsüne son vermek için ülkeyi teslim edeceğimiz insanları doğru analiz ederek seçmeli ve ABD hegemonyasına son vermelidir.

Saygılarımla

Burçak YAZICI

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 31 ziyaretçi (37 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol