Bir Dikili Agacimiz Olsun...
Paylaş

BİR DİKİLİ AĞACIMIZ OLSUN…

Ormanlar; dünyamızın ciğerleri…

Her türlü ihtiyacımızda baş vurduğumuz ağaçlar, kağıttan tutun yakacağa her tür eşyada kullanılan kaynak…

Dünya üzerinde ormanlara dikkat çekmek üzere 21 Mart Dünya Orman Günü ve bu tarihi içine alan haftada Orman haftası olarak kutlanmaktadır. Ormanlara yapılan katliamları engellemek ve halkı Ormanların önemi konusunda bilinçlendirmek için çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir bu hafta içerisinde…

Mustafa Kemal ATATÜRK aslında bir ağaç için koca yalıyı yerinden oynatırken Türk Milletine ağacın ve ormanların önemini anlatmaya çalışmıştır. Peki şimdi bizler bu doğal kaynağımıza, ciğerlerimize ne kadar önem veriyoruz. Her gün yok etmek için çaba sarf ediyoruz. Kimimiz kendimize tarla açmak için, kimimiz Orman içi villa yapmak için, kimimiz yakarak, kimimiz keserek katlediyoruz.

Gerçi ciğerlerini yok ettiğini bile bile sigara içen insanların dünyanın ciğerlerini düşünmesini beklemek yanlış olur. Toplum olarak yaratılıştan bizlerde bir zarar verme yeteneği vardır. Ormanlara zarar vererek aslında geleceğimize zarar verdiğimizin farkına bile varmayız. Ondan sonra küresel ısınma, heyelan, kuraklık gibi sorunları yarattığımızı unutup bunlara çözümler arama derdine düşeriz.

Modernleşme adı altında aslında geriliyor muyuz? Diye düşünmeden edemiyorum bazen. Geçen senelerde köye gittiğimizde bir tarlada bir ağaç göstermişti babaannem…

Kocaman bir kayısı ağacı, bak demişti bu babanın ağacı… Şaşırmıştım, nasıl yani diye sordum…

Oturup anlattı; eski insanlardan kalma bir geleneğimizi öğrendim bu sayede… Bir evde bir çocuk dünyaya geldiği zaman onunla beraber büyüsün diye bir fidan dikilirmiş. Hani hep derler ya! ‘’ Dikili bir ağacım yok ‘’ diye işte bu sözde oradan gelmekteymiş. O zaman babam dünyaya gelince babamın dedesi de babam için bir fidan dikmiş. Tıpkı babamın dayıları, teyzeleri ve babaannem için diktiği gibi dünyaya gelen torunları için diktiği gibi… Sordum elimde olmadan babaanne benimde bir ağacım var mı? Diye…

Varmış…

Ben hatırlamasam da ben dünyaya geldiğimde babamın dedesi hayatta imiş ve benim içinde bir fidan dikmiş. Tarla adeta küçük çaplı bir koruluk halindeydi çeşit çeşit ağaçlar vardı. Babaannem tek tek anlattı bana ağaçları göstererek…

Ve…

İşte kızım dedi buda senin ağacın…

Bir ceviz ağacı idi benim ağacım. Bir süre sırtımı dayadım sessizce rüzgarın yapraklarında söylediği şarkıyı dinledim. Bir yandan da yüreğim sevinçle çarpıyordu. Bu ağaç benim ağacım diyordum çığlık çığlığa… İşte eski dediğimiz bazen burun kıvırdığımız insanların ağaca, ormana verdiği önem…

Peki biz modernleşenler ne yapıyoruz… Onların diktiklerini yok ediyoruz… kendi ellerimizle kendi ciğerlerimizi söküyoruz.

Eh moderniz ya! Ağaç gölgesini ne yapalım değil mi? Bizler ancak çadır gölgesinde dinleniriz. Ormanları ne yapalım bizler alışmışız beton yığınları arasında plastik yeşilliklerle avunmaya…

Çok geç olmadan, hayat bizleri pişman etmeden Ormanlarımıza ve doğaya sahip çıkalım.

Bugün bir milat olsun. Bizlerde alıp en azından bir fidan dikelim. Yarın torunlarımıza gösterecek bizimde dikili bir ağacımız olsun.

Bilinçli ve doğayı anlayabilenlerin Orman Haftası kutlu olsun…

Saygılarımla

Burçak YAZICI

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 34 ziyaretçi (42 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol