Eksik Olan Ne
Paylaş

EKSİK OLAN NE?

Geçen akşam bir vesile ile insanların toplandığı bir ortamda bulundum. Bu ortamdaki insanların büyük çoğunluğu AKP’ye oy vermiş olan insanlardı. İş dönüp dolaşıp gündeme geldiğinde insanların AKP’nin yaptıklarından memnun olmadıkları dikkatimi çekti.

İçlerinden biri aynen şu şekilde bir söylemde bulundu; “ Tayyip işi arapsaçına çevirdi, her şey birbirine girdi, bu kadar da olmaz artık.”

Bende bu söylem üzerine dönüp böyle diyorsunuz ama yarın seçim olsa yine gidip Tayyip’e oy atarsın deyince bir konuşma başladı.

Orada bulunan yaşlılardan bir tanesi dönüp gülerek; “ Kızım söyle kime oy atalım var mı? Yerine geçecek biri diye sordu ve anlatmaya başladı.

- Meclisteki diğer partilere bakıyorum hepsi kendi kendine kavga halindeler, bunlar kendilerini yönetmeyi beceremezken ülkeyi nasıl yönetsinler. Şimdiye kadar hangi parti gelip kapımızı çaldı. Hangi parti halimizi hatırımızı sordu? Bak toplanıp Kuranımızı okuyoruz, bize dinimizi anlatmaya haftanın belli günleri hoca yollanıyor. Çocuklarımız için hocalar ev ev dolaşıp gençleri toplayıp genç dersi veriyor.

Güldüm çünkü; o hocaları görmüştüm babaannemle bende bu toplanıp Kuran okunan günlere gittiğim için birkaçında bu hocalara denk gelmiştim. Dini öğretmekten çok cemaat propagandası yapan ve AKP’yi yere göğe sığdıramayan insanlardı. Hatta bir gün şöyle bir olaya şahit olmuştum, hepimizin evinde bulunun Yasin’i Şerif ve dualar kitabı vardır genelde mahalle sakinleri toplanır ve o kitaptan Yasin okunur dualar edilir. İşte o gün gelen hoca aynen şu kelimeleri kullanmıştı, “ Efendim sürekli Yasin okunması doğru değildir ağırlık yapıp Yasin-i Şerif manevi değerini kaybetmektedir, o yüzden elinizdeki kitaplardan Yasin bölümünü yazan sayfaları yırtıp yakın okumayın.’’

Şaşırmıştım dönüp ya Allahın okumamız için bize yolladığı şey nasıl okundukça değerini kaybeder ben bunu anlayamadım deme boş boğazlığında bulundum. Hoca hanım dönüp bana Yasin okumak yerine bir sürü tespih çekmemin daha sevap olduğunu anlatan yaklaşık yarım saatlik bir vaaz verdi. Sonrasında da beni cumartesi günleri yaptıkları genç dersine davet etti. Tabi gittim.

Bakmayın adı genç dersi gittiğim ortamda her halde en yaşlı bendim çünkü yaş ortalaması 7 ile 11 arasında olan 15-20 civarı çocuk toplanmıştı ve 3 tane hoca vardı. Toplanılan evin sahibi olan kadın bütün ikramları hazırlamıştı bizler toplandıktan sonra hoca hanımlardan bir tanesi tamam gerisini biz hallederiz dedikten sonra kadın evden ayrıldı. Yani hocalar çocuklara ders verirken evde sadece çocuklar ve hocalar vardı.

Öncelikle Kuran ile ilgili hiçbir konu anlatılmadı. İnsanların cennete gitmesi için bir cemaate bağlanmaları gerektiğinden söz edildi. AKP’nin ülkeye insanları dine davet etmek için yollandığını, AKP için hizmet etmenin dine hizmet olduğunu ve bunun benzeri kafa yıkayıcı şeyler dile getirildi.

Tabi ben dayanamayıp hocam ne zaman Kuran okunacak, dini bilgilere ne zaman geçeceğiz diye sorduğumda daha önce görmediğim ama tahminen o hoca gurubunun başı olduğunu düşündüğüm hoca bana dönerek sen yeni geldin bu konular sana ağır geldi canın sıkıldı istersen sen eve git sana bugünlük bu kadar yeter diyerek beni kibarca kovdu.

Şimdi bunu neden anlattım o konuya dönelim; insanlar maalesef meclisteki diğer partileri AKP’ye alternatif görmüyorlar. Bu yüzden de kötünün iyisi diyerek AKP için ısrar ediyorlar.

Demek ki, bu partilerimizde bir eksiklik var. Öncelikle bu eksiklik giderilmeli diye düşünüyorum. AKP alternatifsizdir imajı silinmelidir. Bunu yapacak olanlar ise parti içerisindeki yönetimdeki insanlardır. Bunlar kendi içlerinde koltuk kavgasına devam ettikleri sürece insanların kafalarındaki bu olumsuz etkiyi silemezler diye düşünüyorum.

Evet parti genel başkanları partinin vitrinidir, insanlar parti genel başkanlarına ve tavırlarına bakıp oy verir ama unutulmasın ki vitrin kadar vitrindeki ürünü satan tezgahtarın becerisi de önemlidir.

AKP cemaat mensuplarından aldığı destekle ara vermeden kapı kapı kendini pazarlamaktadır. Peki diğer partiler ne yapmaktalar. Pazarlama ekip işidir, parti siyasette ekip işi vitrinin ne kadar güzel olursa olsun, içindeki ürünler ne kadar kaliteli olursa olsun sen müşteriyi ikna edemezsen iflas etmeye mahkumsundur.

İşte bence eksik olan budur. Meclisteki partilerimizde eksik olan pazarlama ekibinin düzgün çalışmamasıdır. Bu yüzden de halkın içinde AKP’ye alternatif parti olamamaktadırlar.

Bir tarafta çarı, çöpü pazarlayanlar varken diğer tarafta benim ürünümün kalitesi ortada demek yeterli değildir. Şayet AKP’nin alternatifi olmak isteniyorsa insanların sana gelmesini beklemeyeceksin sen insanların ayağına gidip hizmetini sunacaksın.

Peki bu yapılıyor mu?

Önümüzde belediye seçimleri var. AKP şimdiden belediye başkanlarının bir şekilde reklamını yapıyor kaldırıp kafanızı bakın her ilçede boy boy belediye başkanlarının fotoğrafları bir sebep ile asılmaktadır.

Peki diğer partilerin adayları belli mi? Yada yapılan bir çalışma var mı?

Ben bizim burada göremiyorum.

Şimdi siz karar verin alternatif olmak için ne kadar çalışıyorsunuz?

Yada…

Partinizi ve siyasi duruşunuzu ne kadar iyi pazarlıyorsunuz?

Siz gerçekten AKP’nin alternatifi olarak iktidar olmak istiyor musunuz?

Bence önce buna bir karar vermeniz ve içinizde kendi kendinize kavga etmek yerine iktidar olmak için kavga etmeniz gerekir.

Umarım kimseyi kızdıracak sözler etmemişimdir. Ben sadece halkın bakışını düşüncesini yansıtmak istedim. Çünkü iktidara gitmenin yolu halkı anlamaktan ve kendini halka anlatabilmekten geçmektedir.

Saygılarımla.

Burçak YAZICI

ATATÜRKÇÜ BİR CUMHURİYET GENCİ
 

SİTEME HOŞGELDİNİZ. BEN ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ ATATÜRKÇÜ, CUMHURİYETE BAĞLI BİR TÜRK GENCİYİM. BU SAYFALARDA YAZILARIMI VE DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BİLGİLERİMİ PAYLAŞARAK BELKİ BİR FAYDAM OLUR DİYE ÇABALAMAKTAYIM... SEVGİ VE SAYGILARIMLA...

TÜRK OLMAK...
 
TÜRK OLMAK YÜREK İSTER, CESARET İSTER, DAMARLARINDAKİ ASİL KANIN ONURUNU TAŞIYACAK GÜÇ İSTER...
KİMLİĞİNDE DEĞİL YÜREĞİNDE TÜRK OLAN BİR TÜRK EVLADIYIM...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
 
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!




Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927





GENÇLİĞİN ATATÜRK'E CEVABI
 
Ey Büyük Ata,
Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde sonsuza dek yaşayacak ve nesillerden nesillere devredilecektir. İstiklâl ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar, en modern silahlarla donanmış olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, ulusal birliğimizi ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaktır. Çünkü, bu aziz vatanın toprakları üzerinde yetişen azimli ve inançlı Türk gençliği, dökülen temiz kanların ve Cumhuriyet devrimlerimizin aydın ürünleridir. Vatanın ve milletin selameti için her zorluğa iman dolu göğsümüzü germek, gerçek amacımızı olacaktır.

Ey Türk'ün büyük Ata'sı !
İstiklâl ve Cumhuriyetimizi korumak gerektiği zaman, içinde bulunacağımız durumlar ve şartlar ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız.

Türk Gençliği
DERS İZLE
 
 
Bugün 12 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol